Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri, Çin esaretine girdiği günden bugüne şiddeti artarak zulüm görmeye devam ediyor. Doğu Türkistan’ın yetişkin erkekleri Toplama kampları ve Çin hapishanelerinde tutuluyor.
Erkeksiz kalan Doğu Türkistan’daki her Türk evine bir Çinli yerleştirme politikası kapsamında, Çin komünist rejiminin "Kardeş Aile” adını verdikleri Çinlilerin, Uygurların evlerine yerleştirilerek orada hâne halkıyla beraber yaşayıp, her durumu Çin Komünist rejimine raporluyor.

Bu alçakların birçoğu evlerin erkeksiz kalışından faydalanarak Uygur kardeşlerimizin hanımlarıyla aynı yerde yatıp kalkıyorlar. İşte Çin Komünist Rejimi böyle Allahsız, namussuz bir rejim. Dünyada eşi ve benzeri olmayan bir şeytan devleti.

Zalim Çin komünist rejimi, Müslüman Uygur Türklerini kendi evlerinde, Komünist Çinlilere domuz eti ve şarap ikram etmeye zorluyor. Evlere zorla yerleştirilen Çinlilerle beraber Müslüman Uygur Türkleri'nden İslam'da haram kılınan yiyecek ve içecekleri tüketmelerini istiyorlar. Hatta Uygur hâne halkı, evdeki Çinlileri eğlendirmeye zorlanıyor...

2013’ten beri bir devlet politikası olarak uygulanan sözde "Kardeş Aile” adı altında yapılan zulüm ve ahlaksızlık, son olarak bir Çinlinin paylaştığı görüntülerle gündeme geldi.

Çin kaynaklı sosyal medyadan gelen video görüntülerinde, Müslüman Uygur Türk’ü ailenin evine zorla yerleştirilen Çinliler, ailenin küçücük kız çocuğuna sarhoş olana kadar alkol içiriyor. Bununla da yetinmeyen zalim Çin Komünist rejiminin görevlendirdiği alçaklar, çaresiz ve ne yaşadığına anlam veremeyecek hâlde sarhoş ve baygın yatan masum küçücük kızı video kaydına alarak dalga geçercesine sosyal medya hesaplarında paylaştılar.

Tüm bunlar yaşanırken Çin dışişleri bakanı Wang Yi utanmadan, göreve atanması sonrası ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yaptı. Cumhurbaşkanı ve Dış İşleri Bakanı ile görüştü.

Hoş gelmedin Wang Yi efendi! Haksız yere hapsettiğiniz Uygur Türkleri çıkarılmadan, toplama kamplarında zorla tutulan Uygur babalar çocuklarına kavuşturulmadan, necis erkekleriniz tertemiz Uygur kadınların evlerinden çıkarılmadan, kardeşlerimize insanca yaşama hakları verilmeden hiçbir zaman hoş gelmeyeceksin! 1000 kere gelsen de nafile! Önümüze altından dağ yığsan da!

Uygur bacılarımızın iffeti namusu tehlikede, kardeşlerimiz kafir komünist Çinlilerin eğlencesi hâline getirilmiş! Ey Müslümanlar! Ey Türk Milleti! Çin’in bu şerefsiz ve alçak uygulamalarına karşı bacılarımızın izzet, iffet ve namuslarını korumayacak mıyız? Ey Müslüman devlet başkanları ve pek muhterem siyasiler, bacılarınızın iffeti ne zaman sizin çıkarlarınızdan daha önemli olacak? Bu zulmü kim duyuracak? Bu zulme nasıl engel olunacak?

“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66)

Bu zulme sessiz kalmak, bu zulmün vebaline ortak olmaktır. Bizler gücümüz nispetince her zaman Uygur Türklerinin yanında olacağız.

Yaşasın Uygurların özgürce ve insanca yaşama hakkı!

Kahrolsun Kızıl Çin emperyalizmi!

Yaşasın tam bağımsız Doğu Türkistan mücadelemiz!