Huzurun, bereketin, merhametin, feyzin zirveye ulaştığı on bir ayı kıskandıracak güzelliğiyle Ramazan-ı Şerif’e bizleri ulaştıran Rabbimize sonsuz hamd ve sena ederiz. İslam’ın 5 temel esasından olan oruç ibadetinin gerçekleştiği bu mübarek ayı “ümmetimin ayıdır” diyerek bizlerin bağışlanmasına vesile kılan “Âlemlerin Efendisi”ne de sonsuz salat ve selam olsun.

Ramazan, içinde bulundurduğu tüm güzel hasletleriyle Müslümanların maddi ve manevi olarak temizlendiği, arındığı bir ibadeti ihtiva eder. Oruç bir yandan fizyolojik olarak bedenimizi yenilerken, bir yandan da verdiği ilahi mesajla gönüllerimizi arındırır. Açın halinden bihaber toka, fakirin durumunu unutmuş zengine davul çala çala, hâli anlatan sosyal bir mesajdır Ramazan. 

Oruç boğazın olduğu kadar elin, dilin, gözün, kulağın da tutulduğu bir ibadettir. Şer söylemeyen, kötü duymayan, çirkin bakmayan gönüllerin birleştiği aydır “Ramazan-ı Şerif”.
Nefsin isteklerine sabrın, açlığa ve susuzluğa tahammülün netice de iftar muhabbetiyle taçlandığı aydır “Ramazan-ı Şerif”.

Efendimiz ümmetine Ramazan ilgili birçok müjde vermiştir. O (sav), bu mübarek ay için “Başı rahmet, ortası merhamet, sonu cehennem azabından kurtuluştur.” diye buyurmuştur. Başından sonuna tam bir huşu içerisinde bu müjdelere vasıl olabilmeyi Rabbim hepimize nasip eylesin.  

Tabi bir yönüyle de bu sene, idrak ettiğimiz önceki Ramazanlardan farklı bir hususiyet taşıyor. Bütün dünyanın mücadele etmeye çalıştığı “Korona Virüs” salgını dolayısıyla camilerin kapalı tutulması, ayrıca sosyal mesafe kuralı dolayısıyla bir araya geldiğimiz yerlerin kapalı bulunması ve teması azaltmak için iftar sofralarında da birlikte olamayacağımız hakikati bu Ramazanı biraz da buruklaştırıyor. İnanıyorum ki gönül birlikteliği diğer birlikteliklerden daha büyük önem arz etmektedir, o zaman sadece bu seferlik sofralarımız değil gönüllerimiz birleşsin. Gereken tedbirlerden taviz vermeden bu süreci de atlatalım ve Ramazan’ın sonu bu hastalıktan da halas ile birlikte çifte bayram olsun inşallah.