Türkiye, İsrail politikasını yumuşatmaya başladı.

Uzun bir süredir hiçbir diplomatik temasın olmadığı iki ülke arasında son aylarda “normalleşme” rüzgarları esiyor.

Dışişleri yetkilileri arasında basından uzak görüşmeler yapılırken, Türkiye, İsrail’e büyükelçi atamaya hazırlandığı ifade ediliyor. 

Buna karşın İsrail’in de eşzamanlı olarak Türkiye’ye büyükelçi tayin edeceği belirtiliyor.

Hatta medyada bazı isimler bile telaffuz ediliyor, müstakbel büyükelçi olarak.

İsrail’le normalleşme sürecinin ilk resmi ilanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 2021’in Aralık ayında yaptığı "Gönül arzu eder ki İsrail'le münasebetlerimizi daha iyi noktaya taşıyalım. İsrail ile istihbari noktada münasebetlerimiz zaten kesilmiş değil, devam ediyor" açıklaması olmuştu.  

Yine aynı ay içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı üyelerini Beştepe’de ağırladı. Hahamlar burada “akşam duası” okudu. İsrail basını bu teması "Bir tarih yaşandı" yorumlarıyla aktardı. 

Erdoğan geçtiğimiz günlerde de, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'a, annesi Aura Herzog'un vefatı dolayısıyla taziyelerini iletti.

Cumhurbaşkanı, önceki gün de, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un şubat ayı başında Türkiye'yi ziyaret edeceğini bununla beraber ikili ilişkilerde yeni bir dönem başlayabileceğini kaydetti. 

İsrail’le normalleşme süreci şimdilerde “holokost anmaları” ile sürüyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Uluslararası Holokost'u Anma Günü dolayısıyla hazırladığı internet sitesinde video mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığınca düzenlenen Uluslararası Holokost Anma Günü etkinliği dolayısıyla Atakule video mappingle ışıklandırıldı. Etkinlik kapsamında Atakule'de ve ana girişindeki dev ekranda "#Hatırlıyoruz", "#WeRemember" ifadeleri paylaşıldı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 27 Ocak Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü vesilesiyle Türk Yahudi Toplumu tarafından gerçekleştirilen çevrimiçi etkinliğe katıldı, burada uzun bir konuşma yaptı; “6 milyon Yahudi ile Romanlar ve engellilerinde aralarında yer aldığı Holokost kurbanı yaklaşık 11 milyon insanı saygıyla yad ediyorum…” dedi.

Türkiye ile İsrail arasında esen normalleşme rüzgarı günden güne kendini daha da hissettireceğe benziyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi devletler arasında “kazan kazan esasına dayalı işbirlikleri”nin olması kaçınılmazdır, önemlidir.

Türkiye olarak bizim İsrail’den kazancımız ne olabilir bilemiyorum ama İsrail’in Türkiye’den beklentilerinin başında “HAMAS’ın Türkiye’deki ofislerinin kapatılması ve HAMAS mensuplarının sınır dışı edilmesinin geldiği” biliniyor. 
İsrail rejiminin, Türkiye ile varılacak bir “normalleşme” ile HAMAS’a ağır bir darbe vurmak istediği çok açık. 

Ancak Türkiye, HAMAS konusundan asla taviz vermeyecektir. 
*** 
Bu arada “holokost”, 2. Dünya Savaşı döneminde Nazi rejiminin, Yahudiler ile ırksal kökeni kendilerinden farklı olan etnik gruplara yaptığı “zulmün adı” olarak ifade edilmektedir. 

İsrail 27 Ocak’ı “Uluslararası Holokost’u Anma Günü” ilan etmiş, Birleşmiş Milletler 2005’te bu günü tanımıştır. 
İsrail, Filistinliler lehine hiçbir kararına uymadığı BM’nin 27 Ocak’ı tanımasıyla “Holokost”u perçinleyip, uluslararası gündeme taşımış, hemen her ülkenin 27 Ocak’ta anma açıklamaları yapmasını sağlamıştır. 

***

Müslüman Türk evlatları olarak, dili, dini, ırkı ne olursa olsun her insana bakışımızı özetleyen en güzel söz “Yaratılanı Yaradan’dan ötürü severiz”dir.

Bu noktada “Holokost” da anılır elbette…

Geçmişten bugüne nerde bir mağdur, mazlum var ise bizler hep yanlarında olmuşuzdur.

Burası tamam ama… 

Bu İsrail’in Filistinli Müslümanlara ettiği zulüm, soykırım, hele hele de Mavi Marmara’da bizlere yaşattığı vahşet, katliam ortada öylece duruyorken, bunlarla normalleşme ve bunlara iyi niyet beslemek ne kadar mümkün olabilir?...