15 Temmuz’da bu milletin öz evlatlarını tanklarla, toplarla dize getiremeyenler, Türkiye’nin büyük bir dönüşüm içine girdiği şu günlerde bu sürecin tamamlanmaması adına tüm güçleriyle saldırdıklarına şahit oluyoruz.
Türkiye’de yapılacak bu referandum sanki Almanya’da, Hollanda’da Belçika’da ya da Fransa’da yapılıyor. FETÖ’cü hainlerin işbirliğiyle sindiremedikleri, teslim alamadıkları, diz çöktüremedikleri Türkiye’ye tüm güçleriyle saldırıyorlar. Önceden FETÖ, PKK/PYD ve diğer STK görünümlü işbirlikçi çeteler üzerinden yaptıklarını artık yapamadıkları için kuduruyorlar.
Türkiye’nin yükselişini yıldızlaşmasını görüyorken, kendi çöküşlerini izlemenin üzüntüsüyle kahroluyorlar. Kolay değil bu millet için yüz yıllık bir mücadele ve hesaplaşmanın dönüm noktası. 16 Nisan’da millet sandık başına giderek tüm vesayet odaklarına karşı son vuruşu yapacak.
Hollanda’da Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın ve gurbetçilerin yaşadıklarını gördük. Yıllardır dillere pelesenk olan Avrupa’nın demokrasisi nerede!!! Bu mu sizin adaletiniz, bu mu sizin demokrasiniz!!! Demokrasinin ayaklar altına alındığını, hazımsızlığın ve ezikliğin doruk noktaya ulaştığı bu ortamda içimden sizin adaletiniz ve demokrasiniz batsın demekten başka bir şey gelmiyor.
Hollanda’dan ayağının tozuyla gelir gelmez açıklama yapan Bakan Kaya’nın bu sözlerini iyi okumak gerekiyor.
Türk konsolosluğuna girişine izin verilmeyen ve saatlerce bekletildikten sonra polisin eskortluğunda Almanya'ya götürülen Bakan Kaya’nın şu bu sözlerine dikkatleri çekmek istiyorum. Bakan Kaya, “Hollanda’da dün gece özgürlükler askıdaydı. Bizimle buluşmak üzere gelen insanlara gayri insani müdahalede bulunuldu. Üzerilerine atlarla, köpeklerle saldırıldı. Basın mensuplarına da kötü muamelede bulunuldu. Hollanda dün gece bir günde OHAL ilan edildi. 15 Temmuz’da hain bir darbe teşebbüsü yaşadık. 15 Temmuz sonrası olağanüstü hal ilan ettik. Kanunlara uygun bir şekilde ilan edilen olağanüstü hali batı sürekli sorguladı, hala da sorgulamaya devam ediyor. Darbe teşebbüsü sonrası ilan edilmiş OHAL’i sorgulayan batı, bir gecede bir kadın bakanın vatandaşlarıyla, kendi toprakları sayılan konsolosluk binasında buluşması üzerine olağanüstü hal ilan etti. Vatandaşlarımıza şiddetle muamelede bulundular. Bütün bu yaşananları kınıyoruz. Batının da duyarlı, hassas, vicdanlı siyasetçilerinin bu yaşananları gördüklerini ve içtenlikle kınadıklarını sesli olarak da dile getirmelerini, hem diplomatik hem insani teamüle uymayan bu davranışın dünya genelinde kınanması gerektiğini düşünüyoruz. En temel insani ihtiyaçlarımızın karşılanmasına izin verilmedi. Bir kez daha Hollanda’nın yaptığı ne insan haklarına, ne demokrasiye ne özgürlüklere uymuyor. Her türlü özgürlüğümüz dün askıya alındı. Bir ülkenin bakanını olmayacak şekilde sınırdışı ettiler. Bir kez daha kınıyorum. “diye konuşmuştu.
Bakan Kayan’nın da söylediği gibi 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL ilan edilmesine tepki gösteren ve bunu her fırsatta dile getiren batı, bir kadın bakanın gurbetçilerle bulaşmasını engellemek için OHAL ilan edebiliyor. İşte bunun adına birileri demokrasi ve adalet diyor!!! Kısacası, Hollanda'nın OHAL ilan etmesi için bir tane "TÜRK" kadını yetti!
Avrupa’da ırkçılık söylemlerinin yükseldiği, Avrupa Birliği'nin çöküşünün hızlandığı şu dönemde artık kendi içlerinde çatışacaklar. Tüm tezlerini Türkiye üzerine kuran güç devşirme peşinde olduğunu görüyoruz. Haçlı cephesi eli tetikle 16 Nisan’ı bekliyor.
Hollanda’da yaşananalar bunun en somut örneğidir. 17 Nisan’ın onlar açısından bir filmin sonu olduklarını çok iyi biliyorlar. 15 Temmuz ruhuyla bu ülkenin altının oyulmasına geçit vermeyen bu millet, 16 Nisan’da da gereken cevabı verecek.