Hocalı katliamı
1991 yılında dünyayı yöneten büyük güçlerden birisi olan SSCB yıkılmıştı. Yıkılan bu büyük güç daha öncesinde de olduğu gibi Türkleri sahiplenmiş olduğu topraklarda istemiyordu. Bunun için acımasız bir şekilde topraklarından atmak istediği yüzlerce, binlerce insanı katledecekti.
Tarih 26 Şubat 1992… Basit bir olay, yüz yüze bir savaş ya da toplu bir saldırıdan değil bunların da ötesinde bir vahşetten, insafsızca, kahpece, zalimce yapılan insanlık dışı bir soykırımdan bahsedeceğiz.
İhtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzlerinin jiletlerle doğrandığı, gencecik bacılarımızın göğüslerinin kesildiği, bebeklerin kafa derilerinin yüzüldüğü ve 12 kilometrelik orman boyunca cesetlerin dizildiği bir katliam.
Dağlık Karabağ bölgesinin en mühim tepelerinden birisinde olan Hocalı Kasabası Hankendi ile Ağdam’ı birbirine bağlayan yol üzerinde bulunup bölgenin tek havalimanı içinde üs konumunda olması nedeniyle Ermeniler için çok önemli bir askeri hedef niteliği taşımaktaydı.
Karabağ’ı işgal etme çalışmasını sürdüren Ermeniler Aralık 1991’de Azerbaycan Türklerin yaşadığı Kerkicahan Kasabası’nı alınca Hocalı tamamen Ermenilerin ablukasında kaldı. Ermeniler tarafından özellikle sivil kesim hedef alınarak sürekli bombalanan Hocalı’daki halk zorlu kış şartlarında aç, susuz, elektriksiz ve gazsızdı. Kasabayı terk etmek isteyen sivil halk Ermeniler tarafından ateş edilerek sürekli engellendi.
1992 Yılında 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece bölgedeki Rus destekli Ermenistan’ın ve 366. Motorize Piyade Alayı’nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından Hocalı Kasabası’nın giriş ve çıkışları kapatılarak Azerbaycan resmi kaynaklarına göre 83 çocuk, 106 kadın, 70’ten fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sivil hunharca öldürüldü, 487 kişi ağır yaralandı, 1275 kişi rehin alındı (çoğunun akıbetleri meçhuldür), 150 kişi ise kaybolmuştur. Öldürülenler arasındaki 56 hamile kadının karnı yarılmış, pek çok kişinin gözleri oyulmuş, vücut ve kafa derileri diri diri yüzülmüştü.
Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, Hocalı Katliamı'nın sorumlusu birliklerin başındaki iki liderden biriydi ve bazı kaynaklara göre katliam emirlerinin de sahibiydi...
Nitekim Sarkisyan, İngiliz araştırmacı Thomas de Wall'un yaptığı bir röportajda o günlerden şu şekilde bahsediyor;
"Azerbaycanlılar, Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu Azerbaycanlılara şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla ibret olsun diye yaptık."
BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 2, 3, 5, 9 ve 17. maddelerinin ihlal edildiği Hocalı Katliamı'ndan ötürü kimse yargılanmadı, hiç kimse bu soykırımdan mesul tutulmadı.
Anadolu’nun eski Türk yurdu olan köklü Türk nüfusunun yaşadığı yeri nasıl boşaltabilirsin?
İşte insanları dehşete sokarak, korkutarak, kısaca 'soykırım' yaparak.
Bu insanlık dışı olay yaşandı... Fakat kendi canları en ufak yandığında ortalığı velveleye veren güçler buna sessiz kaldı, görmezden geldi. Bu olayın lanetlenmesi lazım, arkasında olan Rus plancılığının ve Kafkas politikasının da kaile alınması lazım.
O gün Hocalı Kasabası’nda meydana gelen durum bir katliamdır, vahşettir, soykırımdır. Biz gerçekleri unutmamalıyız. Yılmadan haksızlığa karşı durmalı, Hakk'tan yana mazlumdan yana taraf olmalıyız. Yapılan bu insanlık dışı katliamı dünya kamuoyuna kabul ettirmek için elimizden geleni yapmalıyız.
Romanlar yazılmalı, filmler çekilmeli velhasıl bir şekilde herkes bu vahşeti kabul etmeli, vahşetin yaşanmasında payı olan güçler ise acımızı dindirmeyecek olsa da gereken en ağır cezayı çekmeli!