Yusuf Akoğul

Yusuf Akoğul

Hisler De Terbiyeye Muhtaç

Hisler De Terbiyeye Muhtaç

İnsanoğlu akıl sahibidir. Doğru ile yanlışı ayırmak için Cenab-ı Hakk’ın lutfettiği aklı kullanmamız bizlere emrolunmaktadır. İnsanoğlu aynı zamanda duygu sahibir, mesele ve hadiselere hissiyatıyla yaklaşır mütalaa eder ve sonuca varır. Akıl ile hadise ve meselelere bakmak objektif(nesnel) değerlendirmenin bir gerekliliğidir. Duygular ile etrafta zuhur eden hadise ve meselelere bakmak ise subjektif(öznel) değerlendirmeler içerir. Hem akla hem hissiyata sahip insanoğlu zaman zaman bazen aklın tahakkümüne girmiş her şeyi akla yüklemiş bazı zamanlar da tam tersi şekilde her şeye hissiyatıyla bakmıştır. Mühim olan muvazeneyi doğru kurmaktır. Ne aklı ve izanı hissiyatın peşinden sürüklemek ne de hissiyatı akla köle yapmak gerek. 

En vahimi de daha ileri giderek kin ve nefrete her şeyi feda etmek... Birbirinin felaketinde saadet bulmak... Ve bu saadete erişebilmek için her türlü ayıba ve rezalete göz yummak…
Biz gelinen bu noktayı ilk önce ilim kürsülerinin bulunduğu okullarda görmeye başlıyoruz. Bir tarafta idealist, doğru dürüst bir şeyler vermek çabasında olan eğitimciler yer almaktayken bir tarafta ise kafaları ve vicdanları allak bullak eden sözde eğitimciler yer almakta… 
Neticesinde köprüyü geçmek için ayıyı dayı diye sahiplenenler, memlekete dair faydalı bir şeye mukabil nemelazımcı kesilenler, nabza göre şerbet olup bugün başka yarın başka konuşanlar, kendisine hakiki istikamet çizmekten aciz olanlar ve daha niceleri yetişmekte…
Umumiyetle âna kapılan ve hiçbir şeye kulak asmayan, körleşen, zihni kararan, iradesiz, hazzına köle, zikzaklar içerisinde herhangi bir rotadan mahrum yetişenler, kinine, hırsına veyahut ihtiraslarına her şeyi feda edebilmekte…
En ufak öfkeler cinayetlere kadar varan sonuçlarla nihayetlenebilmekte, ihtiraslar için ise her türlü netice göze alınabilmektedir. Eğitim hayatında terbiye edilemeyen vicdanlar kaprisli bir şekilde bencilce hareket edebilmekte ve bu halini ne akıl süzgecinden geçirmekte ne de herhangi bir muvazene kurmaktadır. 

Anlaşılıyor ki hisler de terbiyeye muhtaç…
Bu hususta duyguları da terbiye etmek lazım görülüyor. 
Günümüzde fanatizminin ekseriyetle yaşandığı birçok husus vardır. Bu fanatizmin meyvelerine sosyal mecrada da zaman zaman şahit olmaktayız ve hicap duymaktayız...

Çareyi vicdanların billurlaştıracağı sevgide aramak gerekiyor. İnsanları birbirine düşüren, yıkıcı, bölücü her türlü menfi tavrı artık bir kenara koymalıyız. İnsanların kafasıyla gönlünü birleştirecek, değerlerinin farkına vardıracak, ona sahip çıkaracak, nefretini kıracak, ifrat ve tefrit halini dengeye getirecek olan sevgisi, hoşgörüsü ve sabrı olacaktır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR