Bir dönem transfer sezonu başladığında ilk akla gelen ve o dönem Türkiye'de her takıma transfer olan bir "Ronaldinho" vardı. Ancak ne hikmetse gelememişti...

Bunun gibi her seçim öncesinde de akla gelen ve "parti kuruyor" diye manşet haberleri çıkan ancak ne parti kurduğu ve ne de parti hakkında açıklama yapan kişileri görebiliyoruz.

Öyle ki; Gül ve Davutoğlu ile Arınç'ın parti meselelerine karışıp, karışmayacakları günlerce yazıldı ve çizildi. Bu konuda yapılan tüm açıklamalar veya yapılmayan açıklamalar üzerinden sürdürülen politik algı seçmen üzerinde tuhaf bir etki yaptı.

Gül gelirse oy veririz diyenlerin yanı sıra Davutoğlu ve Arınç için de bu yazdıklarım geçerli.

Bence bu isimler şuan ki seçim konumunda biraz daha kenarda kalsalar daha iyi olacak gibi.. Çünkü Hamza Dağ'ın bir dönem "hain" sıfatıyla cümle kurduğu ve bahsettiği kişi "Abdullah Gül" olunca "partiye ihanet" ediliyor başlıkları haberlerde çıktı.

Aynı Mansur Yavaş'ın aday olduğunda Gökçek Bey'in rahat vermediği gibi olsa gerek diyeceğim buna. Çünkü "bizden daha iyi" veya "güzel olur" düşüncesine kapılmayan kesimler olduğu için şüphe uyandırıyor gibi konular çıkıyor.

Gündem içerisinde sıkışan haberlerden ziyade ağızdan çıkan konular üzerinde durulsa daha iyi olacak ancak biz yine de yazılan ancak bir türlü forma giymeyen o "Ronaldinho" transferini bekler gibiyiz.

Seçmen üzerinden algı yapılabiliyordu ancak adaylar üzerinden artık nabız bile ölçülüyor.