Her 20 Kişiden 1’i Depresyonda!
Teknolojik gelişmeler birçok kolaylığı beraberinde getirse de gençler, çocuklar ve yetişkinler üzerinde birçok olumsuz yönleri de bulunuyor. Sosyal medya kullanım yaşının düşmesi, küçük yaştan itibaren teknolojiyle büyüyen genç nesil için sorunları da berberinde getirmektedir. Dijitalleşmenin yaygınlaşması, ikili iletişimin düşmesine kapı aralarken sosyal becerilerin kaybolmasına da ışık tutmaktadır.
Gençler birbirleri ile iletişim kurma becerisinden yoksun olarak büyürken sosyal medyanın da kölesi haline gelmektedir. Yapay etkileşimler doğal yollarla iletişimin önünü kapatmaktadır. Bugünkü bahsedeceğim konu bunun üzerine olacak.
Dijital çağda gençlerin sorunları nedir ve çözüm önerileri ne olmalıdır? Gençler gelişen ve değişen dünya içerisinde en çok hangi sorunla yüz yüze gelmektedir? Depresyon, kaygı, kişilik bozuklukları, kişilik arayışı bunun gibi sayabileceğimiz birçok sorun olduğu söylenebilir fakat en temel sorunlar listesi şu şekilde: Depresyon, obezite, alkol kullanımı, ve sosyal medya. Bugün üzerinde duracağımız konu depresyona bağlı olarak antidepresan ilaçlarının artması üzerine olacak.
Gençlerin en çok karşılaştığı sorunlar arasında Depresyon ilk sırada yer alıyor. Yaptığım araştırmaya göre Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü'ne göre her yıl tahmini olarak 3,2 milyon genç depresyona giriyor. Türkiye’de de bu durum farklılık göstermiyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2020 verilerinde antidepresan ilaçları kullanımı bu yıl yüzde 70 oranında artış gösterdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 2017 yılı ile 2020 yılı arasında 15 milyon 405 bin kişinin psikiyatri kliniklerine başvuruda bulunduklarını açıkladı. Bu durum sizce de çok vahim değil mi?
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre sağlık, ‘Kişinin bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olması’ anlamına geliyor. Türkiye’de antidepresan kullanımına ilişkin yapılan çalışmada 2017 yılında ülkemizde 48 milyon 226 bin 812 kutu antidepresan ilacı satıldı. 2018'de bu sayı 49 milyon 43 bin 763 kutuya, 2019'da ise 49 milyon 857 bin 89 kutuya yükseldi. Son 2 yılda antidepresan ilaçları kullanımın bir hayli artıyor ve artmaya devam ediyor olması dikkat çekerken 2020 yılında 54 milyon 625 bin 964 kutu antidepresan ilacı satıldı. 2021 yılında ise yaklaşık 5 milyon kutu artışla 59 milyon 641 bin 14'e yükseldi. Bu veriler ise bizlere toplum sağlığının her geçen gün kötüye gittiğini gösteriyor.
Uzmanlar bu kadar fazla antidepresan kullanımı ekonomik sıkıntılar, gelecek kaygısı, maddi ve manevi bunalımlar, umutsuzluk, belirsizlik, tartışma ortamları, işsizlik, değersiz hissetme gibi durumların depresyonu tetiklediğini ve bunun sonucunda da antidepresan ilaçları kullanımın yaygınlaşması olarak yorumluyor. Uzmanlara göre her 20 kişiden 1’i depresyon ile mücadele ediyor. Konu hakkında dikkatimi çeken bir uzman ise şu cümleleri kullanıyor: “Psikolojik bunalımlar ve depresyon her yıl artmaya devam edecek. İnsanlar gezemeyecek, para harcayamayacak, istediğini alamayacak ama ilaç daha ucuz olacak."
Gelinen noktaya baktığımızda uzmanın görüşlerinin bir o kadar acı ama bir o kadar da doğru olduğu görülüyor. İnsanlar çözümü ilaçlarda aramaya başladı. Depresyon ve kişilik bozuklukları dört bir tarafımızda geziniyor. Atatürk’ün ‘Bütün ümidim gençliktedir’ dediği yerden bakıyorum. Gençlerimiz, pırlanta gibi yetişmesi gereken gençlerimizin 4’te 2’si depresyonla mücadele etmek zorunda kalırken hayat günden güne daha zor hale gelyor…