Üç tarafımız denizlerle dört tarafımız hainlerle dolu bir coğrafyada yaşadığımız aşikar.  Tarih boyunca Orta Asya’dan beri diğer devletler hep yüzümüze gülmüşler. O gülüşün arkasında sürekli sinsi planlar devreye sokmak diğer düşmanlarımızla birlik olup “Bu Türkleri ne yaparız da yok ederiz, nasıl katlederiz?” şeklinde kuyumuzu kazmaya çalışmışlar.
Bu hainliklerin çeşitli türlerini tarih kitaplarından okuduk. Yüzyıllar geldi geçti ama yine senaryolar değişmedi. Bizim yanımızda gözükmeye çalışan ya da bizle müttefik olduğunu iddia eden ülkeler, alttan alta bu coğrafyayı yakıp kül etmek istediğini görüyoruz.
Neden peki bu öfke bu kin? Anlamakta güçlük çekiyorum. Neyin hesabı yapılıyor ya da bu şanlı Türk milletinden neyin hesabı sorulmaya çalışılıyor. Herkes de bir kuyruk acısı mı var yoksa? Bu kin bu milletin üzerine amansızca kusuluyor.
İyi dediğimiz ülkeler bile şuanda açık düşmanlarla gizli bir şekilde birlik olup “eğer Türkiye yıkılırsa biz de bir pay alırız”ın hesabını güdüyor.
Somut bir örnek vereyim mesala. Dün akşam Güneydoğu’nun çeşitli yerlerinde görev yapmış son olarak Cizre’deki operasyonlarda bulunmuş özel harekatçı bir arkadaşımla görüştüm. Orada yaşadıkları sıkıntıları ve aslında o bölgede kime karşı savaş verdiğimizi anlattı.
PKK’lı keskin nişancıların yanı sıra pusuya yatmış birçok yabancı uyruklu keskin nişancı ile karşılaştıklarını anlattı. Alman, Rus, İngiliz… gibi birçok milletten teröristlerin PKK’ya destek verdiklerini ve orada PKK’lıları emir komuta ettiklerini söyledi. Daha sonrasında Hollandalı kadın bir keskin nişancı ile de karşılaştıklarını anlatması aslında her şeyi özetler niteliğinde idi.
Gerçekten biz bu savaşı sadece terör örgütü PKK’ya karşı değil tüm dünyaya karşı veriyoruz. Almanya’nın Cizre’yi kardeş şehir ilan etmesi ve heyetlerini sürekli “PKK’nın kalesi” olarak tabir edilen Cizre’ye göndermesi de bu işin başka bir kanıtı.
“Ölüyorum” dediğinizde sizi bir bardak su vermekten çekinen onlarca mültecinin ölümünü göz göre göre izleyen Batı, hedef Türkiye olunca dört elle ölüme adamlarını gönderiyorlar.
Diğer konularda olduğu gibi bu yabancı ajanlar konusunda da önlemler alınmalıydı. Ben geçen sene bu konularda çok kez haber yaptım. Bölgede ajanların cirit attığını ve PKK’lılara gizliden silah ve dövüş eğitimi verdiklerine dair haberlerim olmuştu. Şimdi görüyorum ki haksız değilmişim. Turist kılıklı bu eli kanlı ajanlar, ülkemizi bölmek için her pisliği yapmışlardır. Benim bildiklerimizin yüz katını devletimiz biliyordur.
Burada yapılması gereken tek şey artık o devletlere güvenilmemesidir. Türkün Türkten başka dostu yok galiba.