Haydi çıraklığa
Hep söyler, hep duyarız ya:
“Şimdiki çocuklar bir alem!”
Nasıl olmasınlar?
Dünyada herşey hızla gelişiyor, değişiyor.
Buna paralel olarak, yaşamlar değişiyor; alışkanlıklar, zevkler, ilişkiler…
Bu gelişim ve değişimden olumlu yönde faydalanmak da mümkün, olumsuz faydalanmak da.
Özellikle çocuklarımız için bu değişim ve gelişim kişiliklerinin, yaşam biçimlerinin şekillenmesinde çok büyük rol sahibidir.
En hızlı öğrenme çağlarındalardır çünkü.
Bizi fark etmiyor, görmüyor, duymuyorlar sanarız fakat hiç de öyle değildir.
Her şeyi yazıyorlardır hafızalarına.
Bu nedenle hep iyi örnek olmalıyız yavrularımıza.
Sadece doğruyu söylemek, doğru olanı anlatmak yetmez iyi bir birey olarak yetişmelerini sağlamak için.
Hal ve hareketlerimizle, oturup kalkmamızla… Kısacası her hareketimizde, ağzımızdan çıkan her sözde doğru olmalıyız ki, çocuklarımıza iyi örnek olabilelim.
Bir taraftan yalan söylemenin kötü olduğunu anlatırken, diğer taraftan yalan konuşabiliyorsak, çocuklarımız “yalan” konusu ve hakkımızda ne düşünecektir?
Çocukların iyi yetişmesi için anne baba kadar konu komşu, eş dost-akraba ve eğitim-arkadaş çevresi de çok önemlidir.
Çocuklarımıza anlattıklarımız, gösterdiklerimiz, yaşayıp-yaşattıklarımız bizim dışımızda da öyle mi acaba?
Öyleyse de, değilse de çocuklarımız için aile dışındaki çevreleri hep göz önünde bulundurmalıyız.
Aileden görüp, öğrendiklerini geliştirerek, tatbik yeridir çünkü dışarısı.
Sorumluluk kazanma ve genel hayatla tanışmadır dışarısı.
İnsanlarla doğru ilişkiyi anlattık, veliler olarak iyi örnekler de sunduk… Şimdi çocuğun bunu dışarıda, başka başka insanlarla tatbik etmesi gerekmektedir.
Sosyal bir birey olarak çocuğun yaşamında başarılı olabilmesinde bu önemlidir.
Buradan konuyu, yaz tatiline; çocukların yaz tatillerini nasıl geçirebileceğine getirmek istiyorum.
Diyeceğim şu ki:
İlkokul çağındaki çocuklarımız yaz tatillerinde mahallelerinde tanınan-bilinen bir esnafta “çıraklık” yapabilir.
Yaz Kur’an kurslarına gönderiyor isek, buradan arta kalan zamanlarda örneğin mahallenin tanıyıp, güvendiğimiz berberinde, bakkalında takılabilir çocuklarımız.
Ben bunda hiçbir mahzur görmediğim gibi, çocuğun gelişimi, geleceği için faydalı olacağı kanaatindeyim.
Bu asla çocuk işçiliği değildir, aksine hayata hazırlıktır.
Bu noktada, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in dün yaptığı bir açıklamadan söz etmek istiyorum.
Başkan diyor ki:
“Vatandaşlarımız ilkokul çağındaki çocuklarını yaz tatillerinde mahalledeki ve çevredeki güvenilir esnafa gönül rahatlığı ile emanet edebilir. Böylece çocuklarımız emin ellerde kısa süreli tecrübe edinip sorumluluk bilinci edinir. Ayrıca tatil dönemlerindeki kısa süreli iş tecrübeleri çocuklara girişimci olma yolunda büyük katkı sağlamaktadır.”
Palandöken şöyle devam ediyor:
“İlköğretimde okuyan 10 milyonu aşkın çocuğun sorumluluk bilinci kazanarak hayata hazırlanmasındaki en etkili yöntemlerden biri onları güvenilir ve bilinir esnafın yanına teslim etmektir. Çünkü çocukların yalnızca okul dersleriyle ve bilgisayarlarla haşır neşir olması yeteneklerinin körelmesine, hayatın zorluklarıyla başa çıkamamaya ve gerçek dünyadan kopmalarına sebep oluyor. Bu yüzden yaz tatillerinde çocuklar ailelerinin bilip güvendiği berber, kahveci, pastacı ve ayakkabıcı gibi esnafın yanında kısa süreli çalışarak birey olduğunu kavramalı.”
Girişimcilik bilincinin erken yaşlarda edinilmesi gerektiğini ifade eden TESK Başkanı Palandöken, çocuklarımızın esnafın yanında kısa süreli tecrübe edinmesinin çocuk işçiliği değil onların hayata hazırlanması olduğunu belirtikten sonra, şunları söylüyor:
“Çocuk işçiliği konusunda TESK olarak gösterdiğimiz hassasiyet ve yürüttüğümüz çalışmalar ortadadır. Çocuklarımızın hayallerini ve ilgi alanlarını yanlış sektörlerde harcamamak için girişimciliği erken yaşlarda öğretmeliyiz. Çocuklarımız derslerden geri kalan vakitlerini sadece televizyon izleyerek ya da bilgisayarda oyun oynayarak geçirmemeli. Onların sanal dünyadan kopup gerçek dünya ile tanışmaları için bu yaz esnafa emanet etmeliyiz. Çocuklar iş disiplinini, iş bölümünü, para kazanmanın zorluğunu ve girişimci olmayı erken yaşta öğrenmeli. Çocukların esnaftan edindiği her tecrübe onları hayata hazırladığı gibi ileriki yaşları için de güzel bir anı olarak kalacaktır.”
Bu düşüncelerle “Haydi çıraklığa” diyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.