Anadolu topraklarını yurt tuttuğumuzdan beri defalarca farklı tehditlerle karşılaştık. Kimi zaman üzerimize Haçlı seferleri düzenlendi kimi zaman içimizde fitne ateşleri yakıldı. Kılıçlarıyla, silahlarıyla geldiler ama Anadolu’nun Türk yurdu olduğu gerçeğini değiştiremediler. Dün silahlarını kuşananlar bugün silahlarıyla üzerimize sefer düzenlemeseler de farklı vasıtalarla bizi tehdit etmeye devam ediyor.

1101 yılında Papa II. Paschalis’in çağrısıyla Haçlılar Anadolu’ya üç farklı koldan büyük bir ordu gönderdi. Anadolu’da varlığını koruma mücadelesi veren Türkler, uyguladıkları başarılı strateji ve taktikler sayesinde kendilerinden çok kalabalık olan üç ayrı Haçlı ordusunu Merzifon, Konya ve Ereğli’de imha ettiler. 20 bin kişilik ordusuyla 250 bin kişilik orduyu imha eden 1. Kılıçarslan’ın bu zaferi Türklerin Anadolu'daki kalıcı varlığını tekrar ispatlamış oldu. Yıllar geçti ama Batı’nın kini asla dinmedi. Üzerimize defalarca kez ordular gönderdiler ama Anadolu’nun Türk yurdu olduğu gerçeğini değiştiremediler.

Üzerimize yapılan ilk büyük Haçlı Seferi’nden tam 700 yıl sonra Batı’nın Türklere karşı üstünlük kurmaya başladığı zamanlarda ise farklı bir tür Haçlı Seferi’yle karşı karşıya kaldık: Vahhabi Suudi İsyanı. 1801 yılında başlayan ve 19 sene süren bu isyan sırasında kutsal topraklar işgal edildi ve hacca uzun yıllar gidilemedi. Kerbela’da, Taif’te katliamlar yapan bu isyancılar dinde türbe yoktur iddiasıyla kutsal topraklarda Peygamber efendimizin kabri dışında din büyükleri ve halifelerinki de dahil olmak üzere bütün kabirleri yerlebir ettiler. Hatta bu bedeviler Hz. Hüseyin’in sandukasını yakacak kadar ileriye gittiler. En sonunda şimdiki Suudi hanedanının kurucusu olan isyanın lideri Abdullah ibn Suud başta olmak bütün isyancı liderler yakalanıp İstanbul’a getirildi ve idam edildi.

Dün üzerimize silahlarıyla saldıranlar bugün daha sinsi davranıyor. Batı teknolojisiyle birlikte kültürünü çağdaşlık olarak, Suudiler ise dolarlarıyla birlikte Vahhabiliği din olarak Türk milletine satmak için cansiperane çalışıyorlar. Türk kimliğini, ehli sünnet akaidine bağlı Türk Müslümanlığını talan etmeye çalışan bugünün İbn Suudlarına, Paschalislerine karşı koyacak Kılıçarslanlar bu milletin içinde her zaman var olmuştur, var olacaktır.