Merkezi yönetim, birtakım hizmetlerin yerel yönetimler tarafından yapılması, halkın ihtiyaçlarının bir kısmının karşılanması, tespit edilen eksikliklerin veya ihtiyaç duyulan hizmetlerin giderilmesi için, genel bütçeden pay verir. Bu pay nüfusa göre belirlenir.

Diğer taraftan belediyeler kendi gelirleri ve merkezi bütçeden aldıkları paylarla birlikte bulundukları bölgeye hizmet ederler.

Belediyeler halkın vergileri ile oluşan gelirlerini, en verimli şekilde kullandıklarında, ihtiyaç duyulan yerlere harcayarak halka hizmet ederler.

Bahsettiğimiz husus, harcamalarına hile-hurda karıştırmadan, iltimas- çıkar ve menfaat sağlamadan gerçekleştirilirse, elde edilen gelir de halka hizmet olarak döner. Biz buna, “dürüst, namuslu, ahlaklı, erdemli, faziletli belediyecilik” diyoruz.

Bu anlayışa sahip belediyelerde, klasik deyimle, “Hizmette sınır yoktur”. Bu durumda olan belediye başkanı hangi siyasi partiden olursa olsun, hangi siyasi görüşe sahip bulunursa bulunsun, halkın gönlünde taht kurar ve her zaman ipi birincilikle göğüsler.

Belediyecilik denince akla ilk gelen, yolsuzluk, iltimas, çıkar ve menfaatlerin sağlandığı yer akla gelir. Maalesef halkın bakışı da bu yönde.

Bu ön yargıyı, bu anlayışı yıkan belediye başkanına halk tarafından, “efsanevi başkan” unvanı verilir. Oysa ki, belediye başkanının görevidir halka hizmet etmek, onların ihtiyaçlarını gidermek, bulunduğu bölgeyi en iyi şekilde imar ve ıslah etmek. Ancak, yukarıda saydığımız yolsuzluklar ayyuka çıktığında rutin olması gereken çalışmaları bırakın yapmayı, borç batağında bir belediye bulursunuz.

İşte yöre halkının deyimi ile, dürüst, namuslu, ahlaklı, faziletli, hiçbir şekilde en ufak bir yolsuzluğa bulaşmamış “efsanevi başkan”larımızdan biri de Ankara Gölbaşı Beledi Başkanı Ramazan Şimşek.

Başkana, “vaatlerinizin ne kadarını yerine getirdiniz?” sorumuza verdiği cevap, halkın başkanını niye bu kadar çok sevdiklerinin en güzel örneğiydi. Başkan, “vaat ettiklerimin % 98 ini yerine getirdim. Ayrıca vaat etmediğim birçok proje yaptım.”

Başkanın yüzlerce projesinin arasında bizi en çok etkileyen, “Umutlu Yaşam Uygulama Merkezi” ve “Cumhuriyet Köyü” projesi oldu. Bu arada Cumhuriyet Köyü projesi, yılın en iyi projesi ödülü almış bir proje. (İnşallah bir başka yazımızda bu projeden bahsedeceğiz) Başkan bu proje için; “halkımız teveccüh gösterir, tekrar seçilirsem, bu projeyi mutlaka hayata geçireceğim” sözünü de vermiş oldu. Ve elbette biz de bu sözün takipçisi olacağız.

Arkadaşlarımızla birlikte, Umutlu Yaşam Uygulama Merkezini gezmeye gittik. Özel bireyler engelli çocuklarımızla, gençlerimizle tanıştık. Onların çalışmalarına bizzat şahit olduk.

Merkez Müdürü Hacer Odabaşı; “biz burada özel bireylerimize, günlük bakım becerisi, Öz bakım, mesleki eğitim, çamur işlerinden, seramik işlerine, müzikten, spora, el becerilerinden, resim yapımına varıncaya kadar birçok konuda eğitim veriyoruz. Özel bireylere acımıyoruz tam aksine en büyük sevgiyi sunuyoruz. Biz burada birey kaç yaşındaysa o yaşın özelliklerine göre davranıyoruz. Onu hayata hazırlamak ve kazandırmak için her türlü gayreti gösteriyoruz. Biz özel bireylere seçme hakkı tanıyoruz. Mutlaka her bireyin bir yeteneği olduğuna inanıyoruz. Kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayacak seviyeye getirmek için özel gayret sarf ediyoruz. Özel bireylere gereken ilgi, alaka, sevgi gösterir, gereken güveni verirseniz, şaşıracak sonuçlarla karşılaşırsınız.”

Sayın Odabaşı devamla, “Merkezimizde, down sendromlu, otizmli, bipolar, zihinsel ve bedensel engelli özel bireylerimiz var. Biz her bireye kendi özel durumuna göre eğitim vererek onu hayata ve topluma kazandırmaya çalıyoruz. Burada ki çalışmalarla birçoğuna meslek edindiriyoruz. Özel bireylerimizin eğitiminde özellikle çini işlerinde başarı elde ediyoruz. Takı tasarımı, halk oyunları, ritim gurupları gibi eğitimler vererek çocuklarımızın kendilerini ifade edebilmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Kadrolu öğretmenlerimizin yanı sıra staj yapan gençlerimiz var. Genç oldukları için onlarla kaynaşmaları daha kolay oluyor. Çocuklarımızın yaptıkları ürünleri satıyoruz. Hatta pazara bile götürdük. Bu onlara öz güven vermenin yanı sıra ayrı bir gayret ayrı bir performans katıyor. Sıcak, samimi, içten bir sevgi, ilgi, kendine güvenini kazandırma onlar için iyileşmelerinin en büyük nedenleri arasında.”

Merkezin çalışma odalarını birebir gezdiğimizde, özel bireylerin çalışmalarını izledik ve sohbet ettik. Yüzlerindeki mutluluk tebessümü, burada olağanüstü güzel çalışmalar yapıldığının en büyük deliliydi. Merkez Müdürü Hacer Odabaşı’na teşekkür edip ayrılırken, her birimiz çalışanlara ve böyle bir merkezin açılışını gerçekleştiren Sayın Başkana dualar ediyorduk.

Başkan; “Engelli vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmeyi, onları toplumla bütünleştirmeyi, nitelikli zaman geçirmelerini ve sosyalleşmelerini sağlamak amacıyla böyle bir merkezi açtık” demişti. Sayın Başkan söylediklerinin çok daha fazlasını gerçekleştirmiş.

En kalbi duygularımızla Gölbaşı Belediye Başkanı Sayın Ramazan Şimşek’e ve ekibine yaptıkları bu son derece hayırlı, başarılı, topluma değer katan çalışmalarından dolayı teşekkür ediyoruz.