Alperen Aydın

Alperen Aydın

Gök Bayrağın Vefalı Beyi İsa Yusuf Alptekin

Gök Bayrağın Vefalı Beyi İsa Yusuf Alptekin

İsa Bey, ömrünü Doğu Türkistan Türklüğüne tüketmiş, kuzeyde Rus içerde Çin komünizmiyle mücadele etmiş, yiğit bir dava adamıydı. Ne var ki mücadelesi için vatanından ayrılması da icap edecekti. İşte bu dava mücadele etmeyip, ihanet edenleri nefretle yâd ettirirken, İsa Yusuf Bey, Osman Batur gibi nice kahramanları gönlümüzde yıllar yılı hayırla yâd ettirecek kutlu bir davadır. 

İsa Yusuf Alptekin, 1901’de Doğu Türkistan’ın Kaşgar Şehrine bağlı Yenihisar kazasında dünyaya geldi. Kaşgar, ey güzel vatan, mücahidler yurdu. İsa Yusuf Alptekin Yakupahan Molla Mektebinde dini tahsil gördükten sonra babası “Bey” olduğu için Şotang adı verilen Çin okuluna gitmek zorunda kaldı. Çince öğrendikten sonra vergi memuru olarak çalışmaya başladı. Çince bildiği için Nisan 1926 tarihinde Yenihisar kaymakamı Çindeli’nin Özbekistan’ın Andican şehrine konsolos tayin edilmesi üzerine Özbekistan’da tercümanlık görevine getirildi. İsa Bey burada birçok Türk aydını ile tanışmış, ufku genişlemiştir. Bu sırada birçok Türkistan aydınları ile tanışarak fikir alışverişinde bulundu. Türkistan’da geçirdiği 6 yıllık süre içinde gizli gizli Doğu Türkistan’dan gelenlere, milliyetçiler ve mukaddesatçılar ile görüşür. Artık İsa Bey her şeyi daha iyi takip ediyor, olup bitenleri gözetliyordu. Batı Türkistan’daki kardeşlerinin Stalin zaliminin komünist zulmüyle nasıl ezildiğini görmüştü. Komünizmden işte bu yıllarda nefret etti. 

Türkistan’da kaldığı dönemde İsa Yusuf Alptekin Bolşevik baskı ve zulümlerinin en şiddetli günlerini görmüştür. Bu durum genç yaşında O’nun üzerinde etkisini göstermekte gecikmez ve bu O’nun milli kurtuluş hareketi içinde aktif olarak yer almasına neden olur ve bundan sonraki hayatında tuttuğu milli mücadele yolu çizilmiş olur kendi ifadesiyle O’nun çizgisi artık; “(bir yandan) Doğu Türkistan’a Sovyet sızmasını önlemek öbür yandan da Çin zulmü altında inleyen ülkesinin istiklali için çaba sarf etmektir.

Bu amacını gerçekleştirmek için 2 Haziran 1932’de Pekin’e gider. Çin’e gelir gelmez burada bulunan Doğu Türkistanlılarla görüşmeye başlar ve onlara komünizmin bir tehlike olduğunu, ayrıca Doğu Türkistan’ın istiklali için de Çin idaresine karşı mücadele edilmesi gerektiğini anlatır. 1933’te “Doğu Türkistanlı Vatandaşlar Cemiyetini kurar. Sesini duyurabilmek amacıyla da “Çin Türkistan’ının Avazı” dergisini çıkarır. 18 Eylül 1936’da da Doğu Türkistan’ı temsilen Çin Millet Meclisi üyeliğine seçilir. Fakat bir süre sonra milletvekilliğinden istifa ederek Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için Merkezi Çin hükümeti nezdinde teşebbüslere geçerek mücadele vermeye devam eder.

İsa Bey 1938 yılında, birçok İslâm ülkesini ziyaret ederek bu ülkelerin devlet büyüklerinden Doğu Türkistan mücadelesine destek talep eder. 6 Mayıs 1939 günü İstanbul’a gelmiş ve önce bir avuç Doğu Türkistanlılarla görüşür. 16 Mayıs 1939’da Ankara’ya gelerek Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu ve birçok devlet adamıyla görüşmelerde bulunur. Kendisini dinleyen herkese Doğu Türkistan davası ve Çin zulmünü anlatır, yardım talep eder. Ancak dönemin müsait olmaması nedeniyle ve bir takım kaygılar yüzünden beklediği neticeleri elde edemeden dönmek zorunda kalmıştı. Fakat İsa Yusuf Alptekin olumlu cevaplar almasa da kabul edilerek davasının dinlenilmesinden memnundu. Çünkü O, bıkmadan, usanmadan Doğu Türkistan davasını anlatmak ve sesine kulak verildiğini görmekten bile memnun olmaktaydı.

Mart 1940’da İsa Yusuf Alptekin Çin’e dönerek mücadelesine yine devam eder. Nisan 1943’te uygun bir ortamın oluşmasıyla Mehmet Emin Buğra Bey ailesi ile birlikte Çin’e geri dönmüştür ve bundan sonra “Üç Efendiler” olarak bilinen Isa Yusuf Alptekin’i, Mehmet Emin Buğra ve Mesul Sahri Baykoz hep birlikte milli mücadeleye devam ederler.
Bu arada, Çin’in baskı ve zulmüne dayanamayan Ali Han Töre İli’de bir ayaklanma başlatarak Kasım 1944’te “Şarki Türkistan Cumhuriyeti’ni kurar. İsa Yusuf Alptekin bey genel sekreter olur. Bir müddet sonra görevlerinden azledilirler. Çin’in bu kararında İsa beyin Altay Neşriyat Evi’ni kurarak Erk gazetesini yayınlaması ve yayınlarında milliyetçi bir çizgi takip etmesi büyük rol oynayacaktır. Çin’in baskıları gittikçe artacak ve İsa Bey ile mücadele arkadaşları göç kararı alacaklardır.

“Vatan için vatandan ayrılan” İsa bey ve arkadaşları meşakkatli bir yolculuktan sonra Himalaya Dağlarını aşarak, 20 Aralık 1949’da Hindistan’a ulaşırlar. 6 Ocak 1952 tarihinde Türkiye’ye gelen İsa Yusuf Alptekin, mücadele arkadaşı Mehmet Emin Buğra Beyi Türkiye’ye gelmiş bulur. Bu birliktelikten aldıkları güçle tekrar Türkiye’de temaslara başlarlar. 1850 Doğu Türkistan insanının iskânlı göçmen olarak Türkiye’ye yerleşmelerini kabul eden 13 Mart 1952 tarihli Bakanlar Kurulu kararını çıkarmaya muktedir olurlar.

Tahammül edilemeyecek derecede zor şartlar altında geçen 5 yıldan sonra, Doğu Türkistanlı Türkler ve İsa bey bir nebze de olsa huzura kavuşacaklardır.

1984 yılından başlayarak Türkçe (Uygur Türkçesi de dâhil) İngilizce, Arapça üç dilli mevsimlik “Doğu Türkistan Sesi” dergisini çıkardı ve 1993 yılında da aylık “Doğu Türkistan Gazetesi’ni neşretti.

Vatanlarından uzaktaki faaliyetleri, daha ziyade Doğu Türkistan’ın tanıtılması ve duyurulması hedefine yöneliktir. Bu münasebetle birçok kitaplar, broşürler neşreder, hür dünya liderlerine, devlet ve hükümet başkanlarına Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü anlatırlar. Aynı zamanda birçok uluslararası Kongreye katılarak, hür dünya ülkeleri ve uluslararası kuruluşlarla münasebetler kurmaya ve bunlar aracılığıyla Doğu Türkistan davasının Birleşmiş Milletlere intikal ettirilmesini sağlamaya çalışır. (Filiz, 1996, 210)

95 yaşına geldiğinde hem güzlerini hem de vefakâr, cefakâr, çilekeş sevgili eşini ve iki evladını kaybetmiş fakat içindeki mücadele azim ve Doğu Türkistan’ın istiklaline kavuşması arzusundan hiçbir şey kaybetmemiştir. Hayatının son saniyesine kadar mücadelesine devam etme kararındaydı ve öyle de yaptı. 

17 Aralık 1995’te Hakk’a uğurladığımız İsa Yusuf Alptekin Bey ve Hakk’a ulaşmış Aziz Türkistan’ın kahraman şehitlerinin ruhları şâd, hayalleri, mücadeleleri baki olsun. Yaşasın Türkistan Mücadelemiz!. Kahrolsun Kızıl Çin Komünizmi!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR