“O çocuklar birer birer gittiler...

Soylu sevda türküleri dudaklarında,

Saçlarında kurt nefesi rüzgârlar,

O çocuklar birer birer gittiler...”

Mustafa Pehlivanoğlu, Cevdet Karakaş, İsmet Şahin, Fikri Arıkan, Cengiz Baktemur, Ali Bülent Orkan, Ahmet Kerse, Halil Esendağ, Selçuk Duracık… Dokuz Işık doktrinine gönül vermiş ve bu uğurda darağacına gitmiş dokuz yiğit bozkurt.

“Kanımız aksa da zafer İslam’ın!”

“Yıkılsın düzen, yaşasın devlet!”

Ülkücü hareketin 1980 öncesi dönemde en çok kullandığı sloganlar bunlardı. Düzene itirazları hatta düzenle kavgaları vardı ama zulme karşı koyulan bu soylu tavır meşruiyetini Batı’dan ya da Sovyetlerden değil bizzat Anadolu topraklarından alıyordu. Düzene karşı savaşları bozkurt tabiatlarının, komünizmle savaşları ise imanlarının gereğiydi.

Genç yaşta bir memleketin yükünü yüklenmiş, Allah davası için her türlü rahatından fedakârlık yapmış kahraman bir nesildi onlar. Halil Esendağ’ın Selçuk Duracık’a “Önce seni assınlar Selçuk, sen bana dayanamazsın.” dediği gibi idam sehpasında dahi arkadaşını düşünecek kadar davalarına ve dava arkadaşlarına bağlıydılar. Aralarındaki bağın kuvveti inandıkları davanın büyüklüğünden ve bu davaya olan samimi inançlarındandı.

Bu kahramanların kimi okulda veya sokak ortasında vuruldu kimi insanlık dışı işkencelere maruz kaldı kimi ise sürgünde vatan hasretiyle yandı tutuştu. Dokuz şehidimize ise darağacı layık görüldü.
Solcular, etnik bölücüler cezaevi anılarını döndürüp döndürüp anlattılar. Kendi kâğıttan kaplanlarını kahraman olarak pazarladılar. Filmler çektiler, kitaplar yazdılar. Öyle veya böyle bir şekilde kamuoyuna mesaj vermeye çalıştılar ve bunda başarılı da oldular. Ülkücü hareket ise maalesef darbeci cuntanın gadrine uğramış yiğitlerini kamuoyuna yeterince tanıtamadı.

İdam edilen dokuz ülkücü şehidimizin hayatı, cezaevi günlükleri ve yakınlarıyla yapılan röportajlardan oluşan Göğün Asil Çocukları kitabı büyük bir eksikliği gidermiş oldu. Başta 20 yıl emek vererek şehitlerimizin hatıralarına sahip çıkan Savaş Erman ağabeye ve bu kitapta emeği geçen herkese bir ülkücü olarak teşekkür ediyorum. Yüce Rabbim şehitlerimizin emanetine hakkıyla sahip çıkabilmeyi bizlere nasip etsin.