Gitti rahmet, geldi mağfiret
Kıymetli okurlar;
Değerli büyüklerim, sevgili küçüklerim…
İçinde bulunduğumuz manevi bir zaman dilimi olan Ramazan ayının ortalarına doğru gidiyoruz. Dün itibariyle evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu kurtuluş olan Ramazan’ın, rahmet günlerini geride bıraktık. Rabbim, mağfiret ve kurtuluş günlerinde de hakkıyla oruç tutanlardan eylesin ve bizleri bayrama ulaşma sevinci yaşatsın inşallah.
Değerli din kardeşlerim; Ramazan ayında tuttuğumuz oruçlar, İslam dininin beş temel esaslarından biri olma özelliğini içinde barındırıyor. Hatta içinde öyle güzellikler barındırıyor ki insanın içi manevi bir huzurla doluyor. Bu mübarek günlerde gerçekleştirdiğimiz ibadetlerin sevabı kat be kat artıyor. Allah, kullarını ruhu ile besliyor. Neden mi? Gelin birlikte bakalım:
Ramazan ayının önemi başlı başına Kur’an-ı Kerim’dir aslında. İslam’ın temel dayanağı olan Kuran, herkesin bildiği üzere Ramazan’da indirilmeye başlanmıştır. Hatta öyle ki Ramazan ayı “Kuran ayı” olarak da nitelendirilir. Bin aydan daha hayırlı bir gece dediğimiz Kadir Gecesi, Müslümanlar için bir nasiptir, kısmettir ve kıymettir. Müslümanlar bu özel günü hakkıyla yerine getirmelidir.
İslam’ın şartlarından biri olan oruç, Ramazan ayı için farz kılınmıştır. İmsak vaktinden iftar vaktine kadar aç ve susuz kaldığımız bu günlerde Allah; yoksulun halinden anlamayı, sabretmeyi, nefisle mücadele etmeyi öğretmiştir ve muştulamıştır bizlere. Rabbim; kardeşin kardeşe olan hakkını anlamayı aşılamaya çalışmıştır bu ay…
Allah, verilen zekât ve fitrelerle yoksulun ve fakirin yanında olmayı öğütlemiştir bizlere. Peki, bunca maddeye rağmen bizler üzerimize düşeni hakkıyla yerine getiriyor muyuz? Dünyada Müslüman kardeşlerimiz kan ağlıyorken, aç ve susuz yüzbinlerce insan varken akşama kadar yemeden ve içmeden beklemekle üzerimize düşeni yapmış oluyor muyuz?
Yazılan bu satırları okuyan kardeşim; ‘biz ne yapabiliriz ki?’ dediğini duyar gibiyim. Ya hu daha düne kadar boykot diye geziyorduk. Aslında başlarda başarılı olduğumuzu da gördük. Ama çabuk unuttuk. Gazze’deki zulüm hala bitmemişken, mazlum insanlar açlıktan ölürken, bizler akşam ezanının okunmasının ve yemek yemenin derdine düştük.
Hiç olmazsa aklımızdan çıkarmaya başladığımız mazlum insanlar için dua edemez miyiz? Ederiz. Evet, kendi derdimizi unutmayalım elbette. Evet, hayat bizler için devam ediyor. Ancak yapılan ibadetlerin ve edilen duaların himmetinin bol olduğu bu mübarek günlerde onları da aklımızdan çıkarmayalım. Bu düşüncelerle Ramazan ayınızı bir kez daha kutluyor, bayrama ulaşmayı niyaz ediyorum.
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.