Ülkemizde uyuşturucu problemi giderek ciddi bir hal almaya başladı. Her ne kadar gençliği yakan bu illet sona erdirilmeye çalışılsa da bir tür kökü kazılamıyor.
Düşünün ki uyuşturucu kullanma yaşı ilkokul dönemine kadar düşmüş, artık bu ölüm zehirleri sokaklarda şeker gibi rahat ve hayasızca satılmaya başlanmış.
E ne yapalım satılmasına, çocukların ölümüne, kan emici tacirleri zavallı çocuklar üzerinden servet edinmelerine peki göz mü yumalım, müsaade mi edelim?
Ben askere gidene kadar uyuşturucu nedir bilmezdim.
İsmini duymuştum; ama nedir, ne değildir, zararı ne kadardır bu sorularda hiçbir fikrim yoktu.
Ta ki Antalya’da vatani görevimi yapmaya gidene kadar.
Orada bu zehrin gençliğe verdiği büyük zararın resmini gördüm.
Yani işin gerçeği ağzım açık kaldı.
Herkesin dilindeymiş meğersem bonzai, kokain, jamaika, kubar, esrar, zengin tozu, lcd, peynir, çizgi…
Şimdilik hatırlayabildiklerim bu kadar. Daha onlarca çeşidi şimdi piyasada mevcut ki, her gün onlarca gencimizin canını almaya devam ediyor.
O bazı kötü çevreler tarafından gencecik kişilerin bile bile öldürülmeleri, insanın canını ister istemez acıtıyor.
İnsanin aklına ilk gelen düşünce ise “Gençliği yaktılar” oluyor.  Askerde şahit olduğum birkaç olayı anlatırsam belki kafanızda o ölüm yolu canlanır da, tepkimiz güçlenir:
1- Gece saat 2- 3 ‘’Komutanım’’ diye bir ses yankılanıyor. ‘’Ne olur gelin Yasin uyuşturucu krizine girdi. Kafasını duvarlara vuruyor, her yeri yumrukluyor’’. Bir gidiyoruz etraf kan dolu. Kendime biraz olsun zarar vereyim de rahatlayayım havasında zavallı Yasin.
2- Başka biri ise bir ağaca yaslanmış vaziyette elini, kolunu sallıyor. Ardından bütün vücudunun titrediğini görüyoruz. O da krize giriyor. Yarı baygın şekilde yerde kıvranıyor. Biz dilini yutmasın endişesiyle ağzını açıp dilini çıkarmak istesek de mümkün olmuyor. Öyle bir kilitlenmiş ki dünyanın en iyi çilingirini getirseniz açamaz bir şekil alıyor.
3- Yine komaya giren bir genç, krizin verdiği etkiyle herhangi bir koğuşa giriyor ve tanımadığı bir arkadaşının boğazını kesiyor.
Neden yaptın diye sorulduğunda ise kriz nedeniyle olduğunu söylüyor…
Geçmişlerde ‘’Trafik canavarı’’ diye bir şey vardı.
İnsanlar trafik kazalarından ötürü ölen kişileri bu canavarın aldığını söylerdi. Şimdi ne olacak?
Bu kan emici illet, günler geçerken birer, ikişer genci mezara koyarken, bu illetin temsili ismi de “GENÇLİK CANAVARI” mı konulacak?
Artık söz sizde değerli okuyucular,
Bu anlattıklarım daha binde biri bile değil. Bu durum bu derece ciddi boyutlara gelmişken ne yapılıp, ne edilip çözülmesi gerekiyor;
Yoksa yitik bir gençlikten başka bir şey kalmayacak…