Şule Nallı

Şule Nallı

Gençlerin sınav kaygısı

Gençlerin sınav kaygısı

Temelinde başaramama duygusunun olumsuz çerçevelenmesi ile şekillenen “sınav kaygısı” kültürel ve sosyal baskıların iteklemesiyle ülkemizde son yirmi yıl içinde çok öne çıkmış̧ bulunmakta; çocuk ve ergen psikiyatrisi merkezlerine başvurularda önde gelen şikâyet nedenlerinden biri olarak öne çıkmaktadır.

Sınav kaygısında esas olan kişinin hissettiği özgüvendeki düşüş̧, gittikçe yoğunlaşan işe yaramama duygusu, öğrenilmiş̧ başarısızlık ve bu gibi başka olumsuz duyguların da paralelinde yol alan kişiden beklentilerin zorlamalarıdır. Bütün bu olumsuzlukları hazırlayan ve hem ruhsal zemini hem de beynin fonksiyonel kullanımını olumsuz etkileyen faktörler ise daha geniş̧ bir yelpazeye yayılmıştır. Kısaca denilebilir ki başarı için gerekli düzenli, organize ve sistematik adımların oluşturduğu süreç, doğru gelişmediği takdirde sınav kaygısını körükleyen ve belki de yıllar boyu besleyen zaman dilimi haline gelebilir. Temeli erken çocukluk döneminden itibaren süregelen çatışmalara dayanan sınav kaygısının çıkış̧ noktası başarma / başaramama çatışmasıdır. Bildiğimiz bir şey daha vardır ki o da bu çatışmaların yarattığı durum; tartışmasız kaygıdır. Tehlike ve talihsizlik korkusunun ya da beklentisinin yarattığı tedirginlik veya bunaltı halidir. Kaynağı tanımlanamayan bilinç dışı korku halidir. Kaygının belirtileri; sabırsızlık, hareketlilik, sıcak basması, uyku problemleri, dikkatini toplayamama, odaklanma sorunları, öğrenme güçlükleri, motor yetilerde kentleşme, boğazında düğümlenme hissi, konuşmada güçlük, konsantre olamama, karın ağrıları, kas ağrıları, boyun ağrıları gibi birçok bilişsel ve somatik yaşantı seklinde ortaya çıkabilir. Bu belirtiler bireyin duygulanımındaki zorlanma ve bunalma hissi olarak ortaya çıkar. Kaygının duygusal belirtilerini yaşayan bir kişi sosyal yargılamalarında ve sentez gücünde handikaplar yasayabilir. Yaşadığı kaygı nedeniyle bu yaşantı üzerine yoğunlaşan kişi çevresini ve bu çevrede olanları yaşananlara sanki bir perdenin arkasından bakıyor gibi flu bir şekilde görür ve değerlendirmelerinde yanılgıya düşebilir. Böyle bir durumda hem kendilik algısında hem de çevreyi algısında ve çevre ile uyumunda bazı dezavantajlar oluşturabilir. Yanlış anlamalar ve bu anlamalara dayanarak yapılan hatalı yorumlar, alınganlık, eleştiriye kapalı olma ya da çok fazla eleştirme, olaylara ve kişilere negatif ve güvensiz yaklaşma, çabuk sinirlenme, tutarsız tepkiler ve söylemler, kişiselleştirme, sorun odaklı davranma eğilimi gibi. Kaygının zihinsel belirtileri özellikle öğrenmenin ketlenmesi şeklinde ortaya çıkar.

Kaygı ile beyinde artan stres salgıları beyin biyokimyasında normal işleyişten farklılaşmaya neden olur ki bu şu anlama gelir; beyin öğrenmek için yani algılama, anlama ve kaydetme ile ilgili kullanacağı enerjiyi kaygının dindirilmesi ile ilgili harcayabilir. Böyle olduğunda, kişi adaptasyon sorunları, dikkatini toplayamama, konsantrasyon bozulmaları gibi sorunlar yaşar ve ardışık bir yaşantı olan öğrenme sağlıklı oluşamaz. Daha olumsuz etkilenir. Sonrasında ise öğrenilen materyalin geri bildirimi anlamına gelen ve öğrenme davranışının son aşaması da diyebileceğimiz “recall (geri çağırma)” yetisi de sağlıklı ve organize biçimde öğrenilememiş bilgi geri çağrılırken de organize olamaz, eksik ya da yanlış tanımlamalarla istenilen biçimde ortaya konulamaz. Recall mekanizmasının en çok gerektiği yer ise test edildiğimiz durumlar; sıklıkla da sınavlardır. Ayrıca kaygının diğer zihinsel belirtileri de oldukça önemlidir. Beyin asıl görevi olan vücudun parçalarını ve zihni kontrol ve organize etme ve yönlendirme görevini kaygıyı ile mücadele etmek için aksatırsa yanlış değerlendirmeler yapabilir ve vücudun genel işleyişinde karmaşa hâkim olmaya başlar. Dürtülerin kontrolü zorlaşabilir. Bu da yeme ve uyku bozuklukları, öfke kontrolünde sorunlar, tepkiye dayalı savunmalar şeklinde görülebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR