İsmet TAŞ
Gazze, Katillerinin Attığı Yiyeceklerle İftar Yapmaya, Hayatta Kalmaya ÇalışıyorGazze, Katillerinin Attığı Yiyeceklerle İftar Yapmaya, Hayatta Kalmaya Çalışıyor
Hiç empati yaptınız mı, iftarınızı açarken, yiyecek, içecek hiçbir şey bulamayanların nasıl iftar yaptıklarını?
Hiç düşündünüz mü, ailenizle veya sevdiklerinizle iftarınızı açarken, çocuğunu, eşini, kardeşini, kocasını kaybedenlerin nasıl iftar açtıklarını?
Hiç aklınıza getiriyor musunuz, sizler iftar açarken bir sonraki iftarda neler yiyeceğinizi düşünürken, yarın canlımı kalacağım yoksa öleceğim mi diye düşünenlerin nasıl iftar ettiklerini?
Bu soruları uzatabiliriz. Gazze kan ağlıyor. Gazze açlıktan ölüyor. Gazze’de ki soykırım hız kesmeden devam ediyor. Bulabildikleri bir lokma ekmekle veya bir avuç su ile sahursuz tuttuğu orucunu açıyor Gazze.
Gazze, katillerinin attığı yiyeceklerle iftar yapmaya, hayatta kalmaya çalışıyor.
İçimiz burkuluyor, yüreğimiz kan ağılıyor diyerek, ah, vah, tüh ederek mi izleyelim bütün bu olanları?
Yoksa, “Bir şey yapmalı” diyerek, elimizden ne geliyorsa, gücümüz neye yetiyorsa yardımda bulunmak, Gazze’nin acısını bir nebze olsun dindirmek mi gerekiyor?
Bir önceki yazımızda, “acıyı hissediyorsanız canlısınız, başkasının acısını hissediyorsanız insansınız” demiştik.
Soruyu net soralım! “Gazze’nin acısını hissediyor muyuz?” Yani insan mıyız?
Peki ya adları Müslüman olan ama kendileri olmayan ülkelere ne demeli?
Tarihin hiçbir döneminde bu malum ülkeler bu kadar aşağılık olmadı. Bu kadar acımasız ve vicdansız davranmadı. Bu kadar hainlik yapmadılar. Bu kadar insanlıklarını kaybetmediler.
Katiller, soysuzlar sürüsü, göstermelik yardımları denize atarken, algı üzerine algı yaratırlarken, siz sırça köşklerinizde bunları seyrederken insan olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?
Siz ey İslam’dan nasibini almayan adına Müslüman denen ülkeler; siz devlet değil, başkan, emir, başbakan, kral vs. değilsiniz. Sizler ABD’nin eyaleti, emir eri haline gelen piyonlarsınız. Aç, susuz, ser-sefil olan, yetim kalan, şehit olan, akan her Filistinlinin kanından sizde sorumlusunuz.
Unutmayın ki, bugün görmemezlikten, duymamazlıktan geldiğiniz caniler sürüsü, uzak olmayan bir günde sizin kapınızı çalacaktır. Halkınız katledilirken, köle yapılırken veya sevdikleriniz yok edilirken, hala o sırça köşklerinizden olanları seyredebilecek misiniz?
Katiller sürüsünün, Refah Sınır Kapısından yardımların girmesine izin vermek yerine, havadan denize yardımları atma tiyatrosu damı sizi uyandırmıyor?
Bakın ABD Gazze’ye yardım için liman yapacakmış! Yani diyor ki “hazır olun geliyorum”
Şimdi iğneyi kendimize batıralım?
Biz ülke olarak, mazlum milletlerin hamisi, ezilen halkların umudu haline gelen bizler ne yapıyoruz?
İki hurmadan bir tanesini, bir ekmeğin yarısını vererek hasılı kelam gönlümüzden ne koparsa Gazze’de iftar yaptırabiliyor muyuz?
Gözümüzü kapatalım sadece ama sadece birkaç dakikalığına kendimizi onların yerine koyalım. Ne isteriz ne bekleriz?
O halde, elimizden geldiği, gücümüzün yettiği ölçüde, Gazze’nin, Filistin’in, mazlum milletlerin yanında olalım.
Bu vesile ile, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan Mübarek Ramazan ayınızı en kalbi muhabbetlerimle kutlar, bu ayın başta Filistin halkı olmak üzere bütün mazlum milletlere kurtuluş vesilesi olmasını Yüce Allah’tan niyaz eder, sevdiklerinizle birlikte daha nice Ramazanlara kavuşmanızı temenni ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.