2016 yılının Ocak ayında, kitabım için imza günü düzenlediğim Ankara Kitap Fuarında unutamayacağım anılar yaşadım.

22 Ekim 2021 tarihinde Cuma günü, bir arkadaşımla beraber ATO Congresium'da düzenlenen Ankara Kitap Fuarını ziyaret ettik.

Ama neden buradayız diye de düşünmedim değil. Çünkü her anıyla başlı başına bir faciadan ötesine geçemedi. Tam bir fiyaskoydu diyebilirim...

Kitap fuarına giriş yaptığımız esnada HES Kodu sorgulaması yapılmadı.Üstelik 22 Ekim 2021 tarihi de Ankara Kitap Fuarının başlangıç tarihi.

Yani fuarın ilk günü. Cuma günü fuar alanına pek çok okuldan öğrenciler ve öğretmenler gelmiş. Bunların yanı sıra diğer ziyaretçiler de alanda.

Benim fuar alanına girdiğimde; fuar içerisinde ortalama 200 - 400 arası ziyaretçi vardı.

Ancak, HES kodu sorgulaması yapılmadı ama maske takın uyarısında bulunmayı ihmal etmediler..

Bu manzara karşısında hayranlığımı gizleyemedim ve fuar görevlisi bir beyefendi ile görüştüm.

Kendisi ile (kamera kayıtlarına da bakabilirler, kimseyle derdim yok) yaptığım görüşmede, bana HES Kodu sisteminde bir arıza olduğunu ifade etti ve sadece ateş ölçümlerinin yapıldığını söyledi. Ki ateş ölçümünden de zaten kimin korona olup olmadığı apaçık belli oluyor ( :D ) 

Kendisine QR kod okuyucuya sahip telefona sahip olduğunu söylediğimde ise; sessiz kaldı.

Çünkü içeri de çılgın bir kitap satışı devam ediyordu. Buna dur demeye cesaretlerinin olmadığı da apaçık ortadaydı.

Beyefendinin yanından uzaklaşıp fuar alanını bir kez daha turladım ve fuar alanını terk ettim.

Dışarıda bir güvenlik personeline durumu bildirip belki bir olumlu yanıt alırız diye düşündüm.

Ancak burada da yanıldığımı gördüm. Güvenlik görevlisi ile arkadaşım görüştü.

Arkadaşım güvenlik görevlisine HES Kodu sorgulamasının yapılmadığını, olası çözüm olarak nasıl bir yol izlenebileceğini sordu.

Güvenlik görevlisi ise "boşver" demekle yetindi.

HES Kodu sorununu, fuarın instagram hesabına yorum olarak yazdığımda ise; yorumlarımı sildiler.

Çünkü işlerine geldiği gibi davranmayı benimsemişler. İnsan sağlığının bu kadar hafife alınması, bilmiyorum bana çok mantıklı gelmedi.

Söz konusu organizasyon şirketinin düzenlediği hiçbir fuara da bir daha katılmayı düşünmüyorum. Çünkü "insana saygı, kendine saygı" mottosu her zaman değerlidir.

Yaşanan bu olay ve diğer anılar hakkında toplamış olduğum "fuarda canımı sıkanlar" listesini şu şekilde sıraladım;

- Korona virüs nedeniyle her gün 200 vatandaşımız hayatını kaybederken, HES Kodu sorgusu yapmamak saçmalıktan öteye gidemez.
- HES Kodu sistemi arızası giderilene kadar fuar kapalı tutulabilirdi. İki kitap az satılsa ölmezlerdi.
- Kitap fuarı ile ilgili düzgün bir pr çalışması yapılmamıştı. Ankara'nın göbeğinde yapılan fuar bu kadar sönük kalamazdı.

- Fuara girişler ücretsiz olarak biliniyordu ancak, sadece öğrencilere ücretsiz olduğu söylendi. Bu konuda güncel bir sosyal medya paylaşımı yapılmadığı için çoğu kişi fuar girişinde 3TL ödeme yapacağını öğrendi. Bu konuda reklam çalışması yapılıp, halk bilinçlendirilse fena olmazdı.
- Fuara katılan yazarların çoğunluğunun PR çalışması olduğu bu kadar belli edilemezdi. "Kendimi kötü hissediyorum, ne yapabilirim" sorusuna "kendini iyi hisset" yanıtını veren tipte "yazarlar" fuara katılım sağladı. (Kime göre, neye göre)

Sonuç olarak; insan sağlığının "bir sistem arızası" nedeniyle tehlikeye atıldığı böyle fuarları desteklemiyorum.

Ankara'nın göbeğinde düzenlenen böylesine bir fuarda "cahilce" davranılması hiç yakışmadı...

Ayrıca fuar yetkililerini "HES Kodu" sorunu ile ilgili yazmış olduğum yorumları sildikleri için kınıyorum.

Paranın sanat önüne geçmesine izin verdikleri için kendilerini "KUTLAMIYORUM"