"Frene değil, kurala güven"
Öncelikle, Mübarek Kurban Bayramınızı En Derin Kalbi Muhabbetlerimle kutlar, sağlık ve esenlik içerisinde sevdiklerinizle birlikte daha nice bayramlar geçirmenizi Yüce Allah niyaz ediyorum.
Her bayramda olduğu gibi, bu bayramda da hepimizin tabiri caizse yüreğimiz ağzımızda.
Kaç kaza, kaç ölü ve yaralı olacak diye yüreğimizde hep bir korku var. Hiç bir şey insan hayatından daha önemli değildir. Ama ne yazık ki ne kadar tedbir alınırsa alınsın, ne kadar uyarılar yapılırsa yapılsın, özellikle bayram tatillerinde yollar , "Kan Gölüne" dönüyor.
Trafik kazalarında son iki yılın kaza, ölüm ve yaralı sayısına baktığımızda, binlerce ocağın söndüğünü, ailelerin perişan olduğunu, çocukların kimsesiz kaldığını görürüz.
2015 yılında, 1.303.359 kaza olmuş ve maalesef 3.699 vatandaşımız hayatını kaybederken, 304.421 vatandaşımız yaralanmıştır.
2016 yılında, 1.182.491 kaza olmuş, 3.807 vatandaşımız hayatını kaybederken, 303.812 vatandaşımız yaralanmıştır.
Yine istatistiklere göre bu kazalarda, % 98 insan kusuru, % 1 araç kusuru, % 1 yol kusuru olarak tespit edilmiştir. Açıkçası biz kendi elimizle ölüme davetiye çıkartıyoruz. Dikkatsizliğimiz, tedbirsizliğimiz ve diğer nedenlerden dolayı hem kendi hayatımızı, hem de sevdiklerimizin ve başkalarının hayatlarının tehlikeye atıyoruz veya son bulmasına neden oluyoruz. Geride kalan insanların bir ömür boyu acı ve üzüntü içerisinde yaşamalarına neden oluyoruz?
PEKİ NEDEN? NEDEN BU KADAR KENDİMİZE, AİLEMİZE VE BAŞKALARINA ZARAR VERİYORUZ?
Hangi mazeret bizi haklı gösterebilir? Kendimizi nasıl aklayabiliriz? Kimi neden, niye suçlayabiliriz? Elbette hiç kimseyi, hiçbir şekilde. Çünkü bir insan hayatı yok olmuş veya onarılması güç yaralar açılmıştır. Tek suçlu kendimiziz.
Direksiyona oturmadan ellerimizi başımızın arasına alıp sadece evet sadece bir kaç dakika hiç düşündük mü? Tedbirsizliğimizin, dikkatsizliğimizin veya kurallara uymamanın bedelini önce kendimize ve sevdiklerimize sonra başkalarına nasıl ödetiyoruz? Hiç düşündük mü? Buna ne kadar hakkımız var? HİÇ...
Hiç düşündük mü bizim ufacık bir dikkatsizliğimizin nelere mal olacağını? Acele etmek, uykusuz araç kullanmak, hız yapmak, yanlış sollamak, dikkatimiz dağılacak şekilde uzun süreli araç kullanmak, trafik işaret ve işaretçilerine, levhalarına dikkat etmemek vs. bu veya buna benzer uyarılara uymadığımızda başımıza neler gelebileceğini? Yani direksiyonun başına geçtiğimizde TRAFİK KURALLARINA uymamız gerektiğini hiç düşünüyor muyuz?
İşte bu sene İç İşleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu bir kampanya başlattı, "FRENE DEĞİL, KURALA GÜVEN"... Bu kampanyayı ve bu konuda alınacak her türlü tedbirleri gönülden destekliyoruz. Bu kampanyayı yediden yetmişe herkes desteklemeli ve bütün sevdiklerine hatırlatmalı.
Yeter artık diyoruz. İnsanımız pisi pisine ölmesin. Bir hiç uğruna canlar yok olmasın, sakatlıklar acılar yaşanmasın.
Şu soruyu soralım kendimize, Trafik kurallarına uymanın bize ne zararı var? Veya uyarsak ne kaybederiz?
Trafik kurallarına uyarsak hiç bir şey kaybetmeyiz ama çok şey kazanırız.
En azından sevincin, coşkunun, dostluğun, kardeşliğin, barışın simgesi olan bayramları hüzne ve mateme çevirmeyiz.
Bayram yeri olan evlerimizi, ölü evine, cenaze evine, matem, yas evine döndürmeyiz.
Hayatımızın geri kalan kısmını sakatlıklar veya acılar içinde geçirmeyiz.
Sevdiklerimizin veya hiç tanımadığımız insanların hayatlarına kastetmeyiz, sakat kalmalarına neden olmayız. Maddi veya manevi acılar içinde yaşamayız.
Çocuklarımızı veya başkalarının çocuklarını, kimsesiz bırakmayız.
Bunları çoğaltabiliriz.
Ama bunların hiç birisinin de olmamasını sağlayabiliriz.
Sadece tek bir şey yapacağız. "TRAFİK KURALLARINA UYACAĞIZ"
Evlerimiz bayram yeri olmaya devam edecek. Sevdiklerimizle birlikte huzurlu seviçli coşkulu daha nice bayramlar geçireceğiz. Maddi sıkıntılara girmeyip, vicdan azabı ile yaşamayacağız. Sevdiklerimizin ve diğer insanların hayatlarına ne kadar önem verdiğimizi göstereceğiz.
Bütün bunları trafik kurallarına uyarak yapacağız.
Bütün sevdiklerimizi kurallara uymaları için uyaralım.
Ne kadar iyi sürücü olduğumuzun veya aracımızın ne kadar iyi olduğuna güvenilmemesi gerektiğini defalarca hatırlatalım. Gideceğimiz yere, geç gitmenin, hiç gidememekten daha iyi olduğunu söyleyelim.
O halde Sayın Bakanın kampanyasını hep birlikte destekleyelim; "FRENE DEĞİL, KURALA GÜVEN" BÜTÜN TEDBİRLERİ ALALIM, KURALLARA UYALIM, SONRASINI ALLAH'A BIRAKALIM..
Sağlıklı, huzurlu, mutlu, umutlu, daha nice bayramları hep birlikte yaşamak, dilek, temenni ve duasıyla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.