Ege Üniversitesi Tarih bölümü öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu 20 Şubat 2015 günü öğrenci kılıklı pkk’lı teröristler tarafından şehit edildi. Geçtiğimiz pazartesi günü rahmetlinin sene-i devriyesiydi ve şehadetinin üstünden tam sekiz sene geçmiş oldu.

Fırat ağabeyin her sene-i devriyesi bize bir şeyler de gösteriyor aslında. Fırat Çakıroğlu’nun katline sebep olan, üniversitelerde terör örgütlerine alan açan çözüm süreci denen ucube dönemin savunucularını Fırat’ı anarken görüyoruz. Yahut Fırat’ın dava arkadaşlarına, ülküdaşlarına her fırsatta ağzından köpükler saça saça saldıran ve bunu kendilerine adet edinen bazı çevre ve kişiler Fırat’ın fotoğraflarını paylaşıp altına destanlar düzüyorlar. Ya da üniversitelerde her türlü terör örgütü uzantısına karşı şerefli bir mücadele yürüten, hayatları pahasına bu mücadeleye omuz veren vatansever öğrencileri görmezden gelen hatta arandığında telefonlarını açmayan korkaklar klavye başından Fırat’ın katillerinden hesap soracaklarını ilan ediyorlar.

Ya Fırat’ın arkadaşları yahut rahmetliyi hiç görmese dahi ülküdaşlık hukukunu, ahde vefayı içselleştiren samimi insanlar ne mi yapıyor? Onlar sessiz ve mahcuplar. Bu dünyada Fırat’ı koruyamamış olmanın mahcubiyetiyle kara kara öbür dünyada Fırat’ın yüzüne nasıl bakacaklarını düşünüyorlar. Fırat’ın katili Nurullah Semo denen alçağın Bolu F Tipi Cezaevi’nde bu milletin vergileriyle paşalar gibi bakılmasının utancıyla Fırat’ın fotoğraflarına dahi bakamıyorlar.

Fırat Yılmaz Çakıroğlu 5000’leri bulan ülkücü şehitler zincirinin bir halkasıdır. Bütün ülkücü şehitlerimiz bizim için kutsal ve değerlidir. Allah hepsinden binlerce kez razı olsun, ne yaparsak yapalım haklarını ödeyemeyiz. Ancak şehidimizi anmayı popülizme esir etmeyeceğiz. Sosyal medyada etkileşim almak için 20 Şubat’ı iple çeken maymunlara fırsat vermeyeceğiz.

Samimi duygularla ananları dışarda bırakarak diğerlerine açık çağrımdır eğer Fırat’ı anmak istiyorsanız şehadetinin yıldönümünü beklemenize gerek yok. Üniversitelerde hala mücadele veren Fırat’ın dava arkadaşlarına omuz verirseniz hem Fırat’ın arkadaşlarına sahip çıkmış olursunuz hem de her fırsatta onların da yaptığı gibi Fırat’ı anmış olursunuz.

Ülkücüler bu vatana can vermekten gocunacak değildir ancak terörle mücadele ülkücü öğrencilerin değil devletin görevidir. Devlet görevini eksiksiz yaparsa bir daha Fırat’lar şehit olmaz.