Bir seneyi daha geride bıraktık… Kim için ne ifade etsin her yılın son günü anmayı ve anlatmayı borç bildiğim iki büyük dava adamını hatırlamama vesile oluyor… Biri Allah davasını son asrımızda yeni nesillere fikirleriyle aktaran ve Türk-İslam ülküsünü abideleştiren hocam Seyyid Ahmet Arvasi… Diğeri ise bu davanın aksiyona taşınma anlamındaki en son bayraktarı Şehit Muhsin Yazıcıoğlu… 

Türk milleti yeniden çağları aşıcı bir ufka gözünü dikmek istiyorsa bu iki büyük dava adamını anlamak ve davalarını anlamlandırmak mecburiyetindedir. Hepimizin şahitliğinde 2019 yılı kan ve gözyaşının İslam âlemine hâkim olduğu bir yıl oldu. Zalimler zulmünü katlayarak artırırken, Türk-İslam dünyası mahzun ve mazlum haliyle dayanılmaz acıların yaşandığı yurtlar haline getirildi. Doğu Türkistan’dan Yemen’e, Bayırbucak’tan Arakan’a uzanan gönül coğrafyamız ve belki de sadece dualarda buluştuğumuz Müslüman kardeşlerimiz hala Anadolu’dan kalkacağını ümit ettikleri bayrağı bekliyor. İşte yazımızın başında bahsettiğimiz bu iki büyük dava adamı fikirleri ve onu aksiyona dönüştüren cesaretleriyle bu bayrağı kaldırma davasının öncülüğünü yaptılar. Bugün ülkemizde neredeyse her alana bir ur gibi bulaşmış olan aşağılık kompleksini yıkarak Müslüman Türk’ün tarihinden aldığı güçle yeniden küresel hesaplar yapabilmesini sağlamak namına ömürlerini feda ettiler.

Onlar; bu milleti İslamsız, ahlaksız, sanatsız ve edebiyatsız bırakmaya çalışanların önündeki iman kalesidir. Onlar, İstanbul burçlarındaki Ulubatlı Hasan’ın karşısına batının sahte kahramanı Rambo’yu ihdas ettirenlere karşı Türk kültürünün çelikleşmiş iradesidir. Onlar, Türk İslam kültür ve medeniyetinin içine batı taklidi bir furyanın girdiği bir dönemde Müslüman Türk’ün kültür bekçiliğini üstlenmiştir. Bugün fikirlerinden istifade eden bizler için onlar, ömürlük hayat ve fikir mücadelelerinde yazan ve yaşayan büyük Alperenlerdir!

 Zamanın kuşatıcılığında bu kadar kısa cümlelerle onların verdiği büyük mücadeleyi hakkıyla anlatmamız mümkün değil. Onlar ders niteliğinde okutulacak yaşantıları ve fikirleriyle Türk gençliğinin her zaman dönüp bakması gereken mümtaz şahsiyetlerdir. 

Bu vesileyle hem fikir hayatımızı istikametine sokmuş olan hocam Seyyid Ahmet Arvasi’yi, hem de aydınlatılmamış bir suikast sonucu şehadete ermiş olan Muhsin Başkanı bir kere daha rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad mekânları cennet olsun…

Son sözde Arvasi Hocanın “Dava” şiirinden bir kıtayla olsun.

Bu dava özüdür İslamiyet’in,

Bu dava güneşi mazlum milletin,

Bu dava, her şeyden, her şeyden çetin.

Bu yolda dert, hüzün, gurbet bizimdir!