Eğitimde iyi örneklerin sayısını çoğaltmak için ince düşünülmüş, işe biraz eğlence katmış bir fikrin ürünü, Faili Meçhul Kıyak.

Çalışkanlığı, özverisi, fedakarlığı ve azmiyle farkındalık oluşturan genç bir öğretmenimiz, sınıfın birinde derslerde sürekli problem çıkaran öğrencilerden üç beş tanesi ile ilgili, bir uygulama yapmak istediğini söyledi. Elinde “Faili Meçhul Kıyak" başlıklı küçük kuponlar ve birde uygulamaya yönelik açıklamanın yazıldığı bir not ile geldi. Dinleyince çok hoşuma gitti. Basit ve eğlenceli bir uygulama.

Sınıfta derse katılmak bir yana, dersin huzurunu bozan, öğretmene aldırış etmeden sürekli huzursuzluk çıkaran öğrencilerin, bir nebze olsun dikkatlerini çekebilmek,  onlarla bir iletişim kanalı oluşturabilmek için alternatif bir yol ve yöntem arayışı. “Arayan bulur, Mevlasını da, belasını da.” O nedenle, biraz gayret, biraz emekle çok yol alabileceğimiz gerçeğini kulağımıza fısıldayan, ümitlerimizi yeşerten bir düşünce. Neyse sözü fazla uzatmadan SADED’e gelelim.

“ Sağ elin verdiğini sol el görmesin.” Düsturunun harika bir versiyonu. Önce “Faili Meçhul Kıyak” başlıklı küçük bir kuponla birlikte, kıyak yapmak istediğiniz kimseye, seveceğini umduğunuz, mutlu olacağını düşündüğünüz küçük bir hediye ya da her hangi bir iyilik, aklınıza ne gelirse. Unutmayın mutlu etmek istediğiniz kişiye yapabileceğiniz şeylerin sınırı sadece hayalleriniz. Yalnız tek yapmanız gereken şey “Faili  Meçhul" yani gizli olmalı bu uygulama. Küçük kuponumuzda başlığın altında kısa bir not: “Seni şaşırtıp mutlu edebildiysem ne mutlu bana. Eğer istersen sende bu kuponla bir başkasını mutlu edebilirsin.” Anlamında bir not yazılabilir. Oraya yazacaklarınızda yine hayallerinizle sınırlı.

Yaptığı bir hata için öğrenciye ceza vermek yerine, dikkatini çekecek, kötülüğü unutturacak, kendini de başkalarını da mutlu edebilecek küçük ama eğlenceli yöntemler keşfedile bilir. Hem sonra çocuklar, kötülüğe karşı kötülükle karşılık verilmeyeceğini kimden nasıl öğrenecek?

“ İyiliğe karşı iyilik HER kişinin, kötülüğe karşı iyilik ER kişinin kârıdır.”

“İyiliğe karşı iyilik, aldığın bir şeyin ücretini ödemektir. Asıl iyilik ise, kötülüğe karşı yapılan iyiliktir.” Bu hakikatlerin uygulamasını çocuklar, bizden yaşayarak öğrenecekler. Bunun için okul, toplumun her kesimine her konuda olduğu gibi, bu konuda da örnek olmalıdır.

Okulda yapılan her şey insan merkezli ve eğitim odaklı düşünülmeli, planlanmalıdır.  Yapılan bir hatanın, işlenen bir suçun karşılığında eğitim çerçevesinde öğrencilere verilecek karşılık, öncelikle Peygamber efendimizin şu sözleri ışığında olmalıdır.

“ Yaptın kötülüğün ardından hemen bir iyilik yap ki, bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.”*

Hiçbir sınır tanımayan, basın ahlakından yoksun, şiddeti, ahlaksızlığı, “ Şüyuu vukuundan beter" olayları ve her türlü kötülüğü sergilemekten, teşvik etmekten kaçınmayan basına inat, eğitimde iyi örnekleri çoğaltmak için kafa yoralım. Yılmadan, usanmadan mücadele edelim. Çölde aç susuz kalıp güneşin altında ölümü bekleyen birine yardım ederek, yedirip içiren, devesine bindiren kişiye, nankörlük yapıp kaçan hırsıza tarihi dersi veren o sesi kıyamete kadar yaşatalım, yayalım. “ Arkadaş ! Tamam devemi de, üzerinde ki her şeyimi de al git. Ama ne olur, bu olaydan kimseye bahsetme.” Diyelim. Çünkü Giden devemizden ve üzerindeki eşyalarımızdan daha önemli olan bir şey var. O da insanların bir birine olan güveni. Eğer o güven kaybolursa ucunda ölüm bile olsa, yolda kalmış birine kimse yardım etmez, edemez. Devesinden çok, toplumdaki güveni düşünen, haykıran sesler yükseldikçe çoğaldıkça, giden deve de geri gelir, onu çalıp kaçan hırsız da. 
___
* Tirmizî, Birr, 55