FAHRİ VE VEKİLLERİN DURUMU İÇLER ACISI
Kur’an Kurslarında kadrolu olan bütün öğreticilerin yaptığı görev ve yükümlülükleri yükleyeceksin ama haklarına gelince onlar zaten bizden değil diyeceksin… Bu konu daha çok su götürür. Fahri Kur’an Kursu öğreticilerinin çalmadığı kapı kalmamış olmasına rağmen halen bir adım atılmamış olması Diyanet’inyeni taşeron sistemiyle görevlendirme yapma konusunda ısrarcı olduğu ortaya çıkmıyor mu?
Kur’an kurslarında fahri olarak görev yapan 3 Bin’e yakın fahrinin durumu çözülmeyi bekleyen büyük bir sorun haline dönüştü. KPSS ve yeterliliği bulunan öğreticilerin mağduriyeti havadan kadro istiyorlar söyleminden çok uzak. Yeterlilik belgelerinin süresinde yapılan düzenlemede kademeli iptallerle adeta üvey evlat söylemimi güçlendiren bu yaklaşım garipsenmeye devam edecektir. Bu konularla ilgili yoldan geçen her hangi bir fahri hocaya donanımınız nedir sorusunu sorduğunuzda size vereceği cevap çok nettir.
"Bizler KPSS ve yeterliliği bulunan fahri Kur'an kursu öğreticileri olarak bir mağduriyetle karşı karşıyayız. Bizler, bu kurslarda hizmet etmek için, il müftülüklerinin güncel yeterliliği bulunan adaylar arasından açtığı mülakat sınavlarını da kazanarak, fahri Kur'an kursu öğreticisi olarak görevlerimize başladık. Her an görevlerimiz sona erecek kaygısıyla, işimize gidip geliyoruz. Asgari ücretin altında maaş almamıza rağmen manevi ücreti en yüksek olan Kur'an hizmeti aşkıyla, tüm hocalarımız gibi özverili bir şekilde çalışıp gayret gösteriyoruz.
Ancak çıkartılan bir düzenlemeyle, Kur'an kurslarında çalışmak için aylarca çalışarak sınavını kazandığımız, Kur'an kursu öğreticiliği yeterlilik belgelerimizin geçerlilik süreleri iptal edildi. Başbakanımızdan isteğimiz, yeterlilik belgelerimizin süresi dolmadan atama şartlarına haiz fahri Kuran kursu öğreticisinin Meclis'te görüşülecek olan torba yasaya dâhil edilip, fahri Kuran kursu öğreticilerinin kadrolu veya sözleşmeli olarak atanmasıdır. Tüm hocalarımız, aylardır elleri havada sıkıntılarının çözülmesi için dua ediyorlar’’diyecekler.
Haklı değiller mi sizce, bir gazeteci olarak şu soruyu sormamda sakınca görmüyorum. Madem ihtiyacınız yok neden çalıştırıyorsunuz? Madem ihtiyacınız var neden haklarını vermiyorsunuz, adaletin topluma örnek olmanın mimarı olan Diyanet’in bu tavrı insanlara haksızlığı örneklemiyor mu? Bazılarının gücüne gidecek biliyorum. ‘‘Biz onları fahri olarak işe alırken bu vaatlerde bulunmadık’’ diyorlardır eminim, peki emsal teşkil edenlere aynı vaatlerde bulunduğunuz halde onlar neden şuan kadrolu? Geçen yıl torba yasadan aniden çıkarılan bu kişilerin mağduriyetini gidermek bu yıl mecliste olan torba yasanın akıbetine kalmış olsa da söz konusu durumun çözülme olasılığı hala cevap beklemekte… Yetkili sendika olan Diyanet-Sen’in fahri ve vekillerin durumunu sahiplendiği kamuoyunun malumu olsa bile,henüz bu insanların yüzü gülmüş değil.
Evet Fahri Kur’an kursu hocaları kadro bekliyor, hemde ivedi şekilde, Diyanet İşleri Başkanı Taşeron bir firma değil ki çatısının altında bu şekilde bir personel barındırsın. Bu insanlara ya kadrolarını verin, ya da hayatlarını, bu olayın akıbeti hayata karşı güvenleri istismar edilmiş olan sayısız insan yığını oluşturmak mı, Diyanet İşlerinin direk başbakana bağlanmasıyla ümitleri tekrar yeşeren ve çaresizlik içerisinde millet vekillere başbakana gönderilen mektupların cevaplanması gerekiyor. Olumlu olumsuz ivediyle cevap bekleyen bu konu mutlaka çözülmeli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.