Etimesgut Belediyesi’nin yapımı yılan hikayesine dönen Eti-Park İş Merkezi’nin akıbeti belirsizliğini koruyor. 
Buraya geçmiş yönetim zamanında başlandı.  Fakat tamamlanamadı, yarım kaldı. 
Mevcut belediye başkanı Enver Demirel tarafından kaba inşaatı tamamlandı.
Kah üniversite olacağı, kah hastane olacağı söylenegeldi. 
Fakat binanın tıp fakültesi, hastane veya üniversite olması için yapılan girişim ve öneriler bir türlü değerlendirilip hayata geçirilemedi. 
Başkan Demirel binaya 65 milyon lira bedelle talip olan Anka Teknoloji Üniversitesi'nin sonradan vazgeçtiğini ifade etmişti. Demirel, iş merkezi binasına taleplerin devam ettiğini, teklifleri  değerlendireceklerini söylüyor. 
Eti Park’ın halkın menfaatleri doğrultusunda, ilçenin önümüzdeki 20-30 yıllık süreçlerini de dikkate alarak değerlendirmek istenildiği söyleniyorsa da bir türlü çözüm üretilemiyor, çözüm yolunda bir milim ilerleme sağlanamıyor. 
Haliyle dev bina göz göre göre çürüyor. 
Böyle giderse aradan daha çok 10 yıllar geçer. 
Bugün adeta kaderine terk edilmiş durumda.  Kimsenin gündeminde yok. Ortada çürüyüp giden milyonluk yatırım, milyonluk bir kamu zararı var, vatandaşın cebinde çıkan…
Etimesgut Belediyesi Eti Park konusunda biran önce söylemden öteye geçmeli, göz önündeki mesele biran önce çözülmeli.
Nasıl mı?
Onu da mı biz söyleyeceğiz, vatandaş söyleyecek?
Belediye yönetiminin işi ne?
Vatandaş neden bu yönetimi görev başına getirdi?
Sorunları çözsün diye.
Eti Park binası öylece durmaya devam ettiği sürece, Başkan Demirel’in başarılı kariyerinde büyük bir gölge oluşturacaktır, benden söylemesi. 
***
Vatandaşı kim koruyacak?

Malum ülkemiz sıkıntılı günlerden geçiyor.
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçti.
Fetöcüler devletten, toplumdan önemli ölçüde temizlendi. 
Asıl elebaşları ile uzantıları ise dışarda.
Dışardaki FETÖ’cüler Türkiye’yi karıştırma çabalarını sinsi oyunlarla sürdürüyor.
Ülkemizdeki her sorunu istismar edip, nedenlerini kendilerine göre kanalize etmeye çalışıyorlar. 
Toplum içinde acayip algı operasyonları yapılıyor anlayacağınız. 
(Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan bu konuda adeta tek başına mücadele ediyor. Allah yar ve yardımcısı olsun.)
Örneğin, 
Birileri hükümeti, Cumhurbaşkanımızı yıpratmak için karşılaştıkları her aksaklıkta, sorunda, kötü bir durumda “Devlet yok, hükümet yok, adalet yok” algısı oluşturmaya çalışıyor.
Esnafın dükkanına hırsız giriyor, polisi arıyor gelmiyor, gelse de icraat yok. Sorumlusu hükümet!
Siteler’de hırsızların girmediği dükkan kalmadı neredeyse. Ostim’de yine öyle. Başkent’te her gün onlarca vatandaşın aracı çalınıyor. Yılların alın teri uçup gidiyor. Sorumlusu hükümet!
Polisin dediği “Hiç uğraşma, yakalansa da bir şey olmaz”.  
Arabası çalınan vatandaşa “Hiç uğraşma şimdiye onu parçalamışlardır”.
Ve tüm bunların sorumlusu hükümet!
Devlet kurumlarında yine öyle.. 
Ulus’un göbeğinde kaçak sigara satılıyor, zabıta görmüyor. 
Ama mantar satan teyzeye beş tane zabıta birden saldırıyor. 
Adalet kime?  
İskitler bölgesinde fuhuş almış başını gidiyor, esnaf isyanda, vatandaş canından bezmiş durumda, ilgilenen yok. 
Vatandaşımız mağdur ediliyor. 
Kurum kuruluşlar devleti temsil eder. Devletin hükümetin aynasıdır. Çıkıp ben vatandaşımın yanındayım demeyle olmuyor. Vatandaşa yapılanların bedelini ödetmezsen kimsede huzur olmaz.
***
Mesela ben:
Mamak İlçe Jandarma bölgesinde trafik kazası yaşadım. Rapor için üç-dört gün Jandarma’nın kapısında bekledik. Neymiş bize bakan rütbeli gececiymiş, akşam gelecekmiş, o yokken kimse veremezmiş. Gelmezse ne olacak işimiz kalacak mı? Adamı olan işini halledecek olmayan sürünecek mi?
Biraz sıkıştırınca  hemen mazeret hazır, “eleman yok adam eksik”.
İyi işler yapınca ben yaptım. Sıkıntı olunca “hükümet ilgilenmiyor devletin yanlış politikaları”  diyeceksin. 
Bunların hepsi hükümeti yıpratma politikası. 
Birilerinin bunları bilinçli ve organize yaptığı kanaatindeyim. Reis bu konuda yalnız bırakılmış durumda. Birileri sorunları bilinçli olarak  görmezden geliyor ki, vatandaş hükümete, Reis’e isyan etsin!
Ama yok öyle yağma.
Bu millet bu oyunu da elinin tersiyle itip, iradesine sahip çıkacaktır. 
Hem de pazara kadar değil, mezara kadar.