2021 yılı verilerine göre ülkemizdeki konutlarda kullanılan ortalama elektrik tüketimi aylık 134 kw/saat olarak belirlendiği için faturalara 150 kw/saat sınırı getirilmiş. Yani kademeli tarife buna göre belirlenmiş. Bu elektrik işinden pek anlamayız ama bana biraz inandırıcı gelmedi. Sabah evden çıkıp işe gidiyoruz, akşam eve geç saatlerde geliyoruz.  Evde durduğumuz dahi yok ama fatura nasıl oluyorsa yine 150 kw/saat sınırını aşıyor. Hatta 200 kw/saat sınırını da aşıyor. Şimdi tek yaşayan birinin dahi faturası böyleyse dört kişilik bir ailenin faturası kim bilir ne kadar geliyor. Ben söyleyeyim kira faturası gibi elektrik faturası geliyor. Herkes şikâyetçi. Bir tane hane yok bu durumdan şikâyetçi olmayan. Özellikle kalabalık ailelerde kirayı aşan elektrik faturaları görüyoruz. Esnaf desen perperişan. Birçoğu dükkânına kilit vurup kapatmayı düşünüyor. Bunun üzerine bir de doğalgaz faturası eklenince vatandaş kara kara düşünmeye başlıyor. Asgari ücrete yapılan zam daha vatandaşın eline geçmeden eriyip bitti. Bunu herkes iyi biliyor. Ama nedense bazı siyasiler bilmezliğe vuruyor. Devlet halkı sırtlanacağını nedense bizde hep halk devleti sırtlanıyor. Her kalemden abartılı vergiler alınıyor. Yıllardır bu düzen böyle kurulmuş. Değişecek gibi de gözükmüyor.

Karın bile siyaseti yapılıyor

Siyaset günlük hayatımızın her yerine sirayet etmiş vaziyette. Sanatçı konuşuyor ayrı bir gündem, bilim insanı konuşuyor ayrı bir gündem, iş insanı konuşuyor ayrı bir gündem. Cinayet işleniyor ayrı bir gündem. İş dönüyor dolaşıyor siyasette vücut buluyor. Ülkede kar yağsa bile olay oluyor. Yağmur yağsa onun bile siyaseti yapılıyor. Geldiğimiz hale bakın. Allah’tan başımıza taş yağmıyor. Yağsa kim bilir nasıl siyaseti dönecek.