Eğitimde en büyük reform: Sınavsız eğitim - 2
Sınavsız eğitime geçiş için ilkokul ve ortaokulda yapılması gereken bazı hususları geçen haftalarda dile getirmiştik. Eğitimde atılacak her adımın “bin düşün, bir söyle” düsturuyla atılması, yapılan yeniliklerin mutlaka kademeli olarak hayata geçirilmesinin önemini vurgulamıştık. İlkokul ve ortaokuldan sonra şimdi lisede sınavsız eğitim için öncelikle yapılması gerekenlere bakalım. Bunun için öncelikle, ortaöğretimin omurgasını oluşturan meslek liselerinin, tercih edilen cazibe merkezi haline getirilmesi şarttır.
Bunu sağlamak için, gelecek vadeden, günün ve geleceğin ihtiyaçlarına göre planlanmış, iş garantili meslek gruplarına ara eleman yetiştiren bölümlerin oluşturulması gerekir. Ve mutlaka bu bölümlerde çok başarılı olan öğrencilerin kendi alanlarıyla sınırlı kalmak şartıyla, yükseköğretime geçişlerde avantajlı hale getirilmesine fırsat verilmelidir. Örneğin sağlık meslek lisesinden başarıyla mezun olan öğrencinin tıp fakültesine, bilgisayar bölümünden, bilgisayar mühendisliğine, motor bölümünden makine mühendisliğine v.b. yerleştirilmesinde avantajlı veya öncelikli olması gerekir.
Ancak bu şekilde, yıllardır yanlış eğitim politikaları yüzünden darbe üstüne darbeye maruz kalan meslek liseleri cazibe haline gelebilir.
Ülkenin ve dünya gerçeklerinin ışığında sağlıklı bir şekilde planlanmış meslek grupları, bunlarla ilgili oluşturulmuş bölümlerden mezun olan öğrencilerin gelecek endişesi taşımaması, meslek liselerinin diğer okullar arasında tercih edilen gözde okullar olmasını sağlayacaktır.
Ortaokuldan itibaren, ne istediğini bilen, kabiliyet ve yeteneklerinin farkında olan, düşünmeye ve üretmeye meyyal yetiştirilmiş, kişisel özelliklerine ve yeteneklerine göre doğru yönlendirilmiş, çocuklar, meslek lisesine başlarken tercih noktasında hiçbir zorluk veya kararsızlık yaşamayacaktır. Öğrencilerimiz, hazır bulunuşluk ilkesine uygun, altyapı ya da temel diyebileceğimiz meslekle ilgili ilk bilgileri, ortaokul sıralarında almış olarak, doğru tercihlerle, yerleştiği bölümlerde daha başarılı ve daha mutlu olacaktır.
28 Şubat’ın karanlık günlerinde, İmam Hatip Liselerine duyulan düşmanlık yüzünden, İHL ve meslek liselerine yapılan haksızlar, bu okulların belini kırmıştı. Bu kırılma 16 yıllık Ak Parti iktidarında da maalesef yanlış eğitim politikaları yüzünden artarak devam etmiştir. En son apar topar yapılan sınav sistemindeki ve yerleştirmedeki değişikliklerle İHL ve meslek liseleri can çekişir hale getirilmiştir.
Ameliyat masasında can çekişen meslek liselerini kurtarması için bir operatöre ihtiyaç hasıl olunca, işin başına bir operatör lazımdı, o da geldi. Şimdi meslek liseleri herhalde cerrahi müdahale ile kısa sürede ameliyat masasında çözüme(!) kavuşur diye bekliyoruz.
“Memleket meselesi” olarak gördüğümüz meslek liselerinin bu problemlerini kim çözer bilmiyorum, ama nasıl çözüleceğini, alanda ki, işin mutfağındaki eğitimciler olarak biz biliyoruz.
Neyse biz konumuza geri dönelim. Tercih edilen ve cazibe merkezi haline gelen meslek liseleri hem başarılı öğrencilerin isteyerek severek tercih ettikleri okullar haline gelecek, hem alanında becerikli, istekli ara eleman yetişmesini sağlayacak, hem de üniversitede meslek ve alan seçimi, körü körüne, bilinçsizce yapılmış olmayacak. Bir diğer önemli husus, ara eleman olarak liseden sonra iş hayatına başlayan çocuklarımız sayesinde, boş hayallerle, üniversite kapılarında bekleyen yığınlar oluşmayacak.
Bugünün ve yarının ihtiyaçlarını gözeterek yapılan planlamalar sayesinde, bir üst eğitim kurumuna geçişlerde sorunlar yaşanmayacak, en önemlisi de, sadece eleme aracına dönüşen ve eğitimin tüm değiştirici ve dönüştürücü gücünü törpüleyip yok eden sınav sisteminden kurtulmuş olacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.