Düztaban deyip geçmeyin
Göz nurumuz; çocuklarımız…
Allah’ın birer emanetidirler.
Anne babalar olarak üzerlerine titreriz…
Severek ve eğiterek büyütmeye çalışırız.
Ayaklarına taş değmesin isteriz. Her daim sağlıkları yerinde olsun diye dua ederiz…
Ebeveynler olarak üzerlerimizde hakları vardır.
Doğumlarından belli bir yaşa kadar onları koruyup kollamak, sağlık sorunlarıyla ilgilenmek, iyi birer insan olmaları için onları eğitmek, onlara güzel örnek olmaya çalışmak ana görevlerimizdendir.
Tüm bunları bilir ve isteriz istemesine de aynı oranda dikkat eder miyiz? Sorumluluklarımızı aynı derece yerine getirir miyiz?
Mesela doğduğu andan itibaren sağlık durumu üzerine gerekli hassasiyeti ne kadar gösteririz?
Belli başlı sağlık sorunları tamam belki ama…
Örneğin bir düztaban ve içe basma sorunu; eminim ki farkında bile olmayız uzun süre.
Ta ki… O basit sorunun büyüyüp iyice göze batmaya başlamasına kadar.
Ama iş işten geçmiş olabilir o zaman da.
Nasıl ağaç yaşken eğilirse, sağlık sorunları da zamanla büyür ve kalıcı hasarlara neden olabilir malum.
Gazetemizde okudum; düztaban ve içe basma durumu toplumların yüzde 30’unda görülen önemli bir sağlık sorunu imiş ve önlem alınmaması halinde zamanla tüm duruşun bozulmasına sebep olabiliyormuş.
Gördünüz mü o basit sorunu; önemsemeyerek “ne olacak, ileride geçer” deyip geçtiğimiz sorunun sonunu.
Gazetemizdeki “Çocuklarımızın Ayaklarına Dikkat: Düztaban Sorunu Tüm Duruşu Bozabiliyor” başlıklı haberde, Ortoped Yetkilisi Seçkin Sazak, çocuklarda en sık görülen ayak problemlerinden olan “düztaban” ve “içe basma” konularında önemli uyarılarda bulunuyordu.
Satın satır okudum.
Çocuğumuzun düztaban olup olmadığı şuradan anlaşılırmış:
“Düztabanlık; ayağın altında topuk ile başparmak arasında bulunan, ayağın etkin bir şekilde çalışmasına izin veren kavisin (çukurluğun) olmamasına ya da düşük olmasına denir. Genellikle planovalgus dediğimiz, ayak bileklerinin arkadan bakıldığında x şeklinde görünen içe doğru bükülmesiyle birlikte gözlenmektedir. Düztaban (pes planus) ve içe basma (planovalgus) durumu toplumların % 30 unda görülen önemli bir sağlık sorunudur. Özellikle çocuklarda sık rastlanır ve mutlaka takip edilmesi gerekir.”
Düztabanlığın bebeklik döneminde; yaklaşık 3 yaşına kadar normal kabul edilirken çocuk büyüdükçe devam etmesi ile çeşitli ortopedik sorunlara yol açabildiğini ifade eden Sazak, “Hem ayak kavisinin olmaması hem de bilek açılarının bozuk olması beraberinde diz, kalça ve omurgayı da etkileyerek zaman içerisinde tüm postürün (duruşun) bozulmasına sebep olabiliyor. Düztaban olan çocuklarda genellikle; ayak tabanında bacaklarda ağrı, çabuk yorulma, hızlı koşamama, yürürken ve koşarken sık düşme şeklinde belirtiler görülmektedir” diyor.
Peki düztaban ve içe basma sorununun çözümü yok mu?
Seçkin Sazak, gelişim çağı tamamlanmadan önlem alınması halinde bu sorunların önüne geçilebileceğini belirterek, şunları söylüyor:
“Merkezimizde tüm hastalarımızın; ayak taramaları, basınç ölçümleri ve yürüme analizleri eşliğinde bilek açıları, basış ve yürüyüş farklılıkları değerlendirilir. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda özel tasarımlarla doğru ve dengeli basmasını sağlayacak kişiye özel tabanlıkları üretilir ve kullanım süresi boyunca periyodik takipleri yapılmaktadır.”
Görüyorsunuz değil mi, ilk başta fark edemediğimiz, fark etsek bile önemsemediğimiz bir sorun ileride ne gibi sorunlara neden olabiliyor?
O zaman ne yapmalıyız:
Çocuklarımızın üzerine titrerken dilemek ve dua etmekle yetinmemeliyiz. Aynı oranda bilim ve teknoloji ışığında onların sorunlarına çare bulmaya çalışmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.