Dünya ve Ahiret inancı
Allah Resulünün öğretisinde dünya ve ahiret birbirinin devamı olan ve birlikte kazanılan hayatlardır. İnsanlardan beklenen hayata gözlerini açtıkları dünya ile hayata gözlerini yumduktan sonraki ahiret arasında bir denge kurmalıdır, Allah'ın sana verdiğinden onun yolunda harcayarak ahiret yurdunu iste, ama dünyadan da nasibini unutma bu dengeyi sarsacak aşırı uçların bir tarafında tamamen maddeye dayalı olan dünyevileşmiş bir yaşantı diğer tarafında ise ruhbanlık denilen tamamen mistikleşmiş bir hayat bulunur.
Hz Peygamberin kendisini ibadete adadığı için eşini tamamen ihmal eden sahabi Osman Bin mazuna söylediği ey Osman biz Müslümanlara ruhbanlık emredilmedi sözü insanlardan yeme içme uyuma ve evlenme gibi dünyevi hazları terk ederek bir ruhban hayatı sürmeleri beklenmediğini açıkça göstermektedir.
Müslüman kendini salmamalı her daim dingin ve dinç hissetmeli ne dünyasını ahireti için terk etmesi istenir Müminden nede ahiretini dünyası için feda etmesi istenmiştir. Dünya hayatı Peygamberimizin ifadesi ile ebedi hayat olan ahirete giderken uğranılan bir uğrak mahalidir, ancak ahiret hayatı insanın buradaki yaşantısına göre şekilleneceği için dünya hayatı ihmale gelmeyecek kadar önemlidir, zira insanın ahirette bulacağı şey dünyada iken elde ettiği şeydir.
İnsan dünya hayatında kendisi için ne gibi bir hayır işlerse ahirette de Allah katında da onun karşılığını bulacaktır. Diğer bir yandan dünya ve ahiret hayatı arasındaki denge her iki hayatının da aynı derecede önemli olduğu anlamına gelmez, bilakis denge dünyaya da ahirete de hak ettikleri ölçüde değer vermekle mümkün olur. Ahiret hayatının kalıcı baki ve ölümsüz olması onun geçici fani ve ölümlü olan dünya hayatından daha üstün yapmaktadır bu açıdan bakıldığında Kuran bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden bir oyundan ibarettir ahiret yurduna oradaki hayata gelince işte asıl yaşama odur, keşke bilmiş olsalardı.
Dünya ve ahiret arasında böyle bir ilişki olmasına rağmen insanlardan kimileri dünya hayatına ahirete tercih ederler öldükten sonra diriltileceklerine inanmadan ömürleri sadece dünya hayatı ile sınırlıymış gibi yaşarlar kendi zevk ve menfaatlerini Allah'ın rızasından üstün tutarlar ahireti feda ederek dünya hayatlarını satın alırlar, dünyaya karşı o kadar düşkünlerdir ki bin sene yaşamak isterler. Dinlerini bir eğlence ve oyun edindikleri için dünya hayatı böyle kimseleri aldatmıştır.
İnsan Peygamber Efendimizin şu sözünü her zaman aklında tutmalıdır, akıllı kişi nefsini küçük gören kendini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır, aciz kişi ise nefsinin arzularına uyan ve bu haline bakmadan birde Allah'tan bağışlanma ve cennet isteyen kimsedir buyurmuştur Müminler olarak dünya hayatını ahiret hayatına tercih etmemeliyiz Allah'ın emir ve yasaklarına uymalıyız hem dünya için hem de ahiret için çalışmalıyız, Selam ve Dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.