Çağımızda¸ sosyolojik açıdan, toplumların kendilerini koruma, kollama, ayakta kalabilme, güçlü olma, varlıklarını devam ettirebilme şartlarından biri de örgütlü toplum olmaları ile mümkündür.

Sürü halinde, dağınık bir şekilde kendi hallerinde birbirlerinden habersiz yaşayan toplumlar, her an her türlü saldırıya açık ve yok olmaya mahkûmdurlar.

En geniş anlamıyla örgütlü toplum devlettir. Ancak devleti teşkil eden sosyal grupların kendi aralarında örgütlü hale gelmesi, devlet içinde varlıklarını devam ettirebilmeleri açısından son derece önemlidir. Bu bazen uluslararası kuruluşlar şeklinde de oluşabilir.

Bunu daha geniş anlamda ifade edecek olursak, aynı fikre, aynı düşünceye sahip, aynı amaca, aynı hedefe varmak için mücadele eden, değişik ülkelerdeki kuruluşlarla birlikte oluşturdukları, sivil toplum kuruluşları vardır. İşte bunlardan birisi de;

Dünya Müslüman Gençlik ve Öğrenci Federasyonu’dur. (IIFSO)

1969 yılında yani 55 yıl önce kurulan, 70 ülkede faaliyet gösteren bu federasyon, bulundukları ülkelerdeki kendilerine yakın STK larla iş birliği yaparak çalışmalarını daha geniş kitlelere aktarma imkânı bularak, özellikle eğitim alanında faaliyet göstermektedirler.

IIFSO’nun çalışma alanı, Müslüman gençleri ve öğrencileri, eğitim programları ile aydınlatma, İslam’ı daha bilinçli bir şekilde öğrenmelerini sağlama, tebliğ etme, onların sorunları ile ilgilenme, ilme ve bilimsel çalışmalara teşvik etme, İslam coğrafyasında bulunan, ezilen, katledilen, soykırıma uğrayan, yerlerinden ve yurtlarından edilen Müslüman halka sahip çıkma, hak ve hukuklarını koruma, savunma, yanlarında olma, haksızlıklar karşısında demokratik yollarla protestolar, mitingler, yürüyüşler gibi değişik eylemler yapma gibi faaliyetlerde bulunmaktadırlar.

IIFSO geçtiğimiz pazar günü Önder Ankara İmam Hatipliler Derneğinde ilgili kuruluşlarla yapılan imza töreni ile Ankara Şubesini açtılar. (Kendilerini en derin kalbi muhabbetlerimle selamlıyor çalışmalarında başarılar diliyorum)

Özellikle gençlerimizin ve öğrencilerimizin arasında son yıllarda deizmin ve ateizmin yaygınlaştığını göz önüne alacak olursak, İslami eğitim faaliyetleri ile en üst düzeyde çalışmalarını sürdüren Dünya Müslüman Gençlik ve Öğrenci Federasyonu’nun (IIFSO) gayretleri çok daha fazla önem arz etmektedir.

İslam’ı, gerçek kaynaklardan okumadan, araştırmadan, incelemeden, yarım yamalak kulaktan duyma bilgilerle öğrenmeye çalışan, sonra da “İslam bu muydu?” söylemi ile arayışa giren veya boşluğa düşen gençlerimiz, kolaylıkla ya misyonerlerin tuzağına düşüyor ya da sapık, sapkın inançların, düşünce tarzlarının içinde kendilerini buluyorlar.

Sonuç olarak gençlerimiz, sevgiden, saygıdan, merhametten, şefkatten, iyilikten, yardımlaşmaktan ve bütün güzelliklerden uzak, kendi değer yargılarına saldıran, toplumdan kopup, uzaklaşmış, doğruları kabul etmeye yanaşmayan, öfke ve nefretle dolu biri haline geliveriyorlar. Birbirlerini kesip biçmekten çekinmiyorlar.

Bizim sahip çıkamadığımız, elimizden kayıp giden, koruyamadığımız gençlerimizin bu tür eğitim faaliyetleri ile bir nebze olsun nefes alacaklarını, insani değer yargılarının neler olduğunu, kendi ailesine ve ülkesine karşı sorumluluklarını hatırlatacak, gerçek bilgilerle donatılacaklarına inanıyorum.

Yeri gelmişken ifade etmek istiyorum, başta kendi ülkemiz olmak üzere, Müslüman ülkelerde, okullarda ki müfredat yukarıda saydığımız amaçlara hizmet edecek şekilde hazırlanmış olabilseydi, inanıyorum ki Müslüman ülkelerin dünyada ki durumu bu günkünden çok daha farklı olurdu. Ne Gazze’deki soykırım yaşanırdı ne de geri kalmışlığın girdabında ezilip giderlerdi.

Elbette sevgili öğretmenlerimize de söyleyecek bir çift sözümüz var. Bir evladımız için gittiğimiz bir lise de müdür yardımcısının kapısında bir sıraya oturmuş emir ve talimat bekleyen öğrenciye, evladım, yavrum, oğlum bakar mısın gibi sevgi sözcükleri ile seslenmek yerine, “Nöbetçi” diye seslenmesi, sanıyorum bazı öğretmenlerimizin kendilerini ciddi bir şekilde, “bu çocuklar niye bu halde” diye sorgulamaları gerektiğini düşünüyorum.