Tarih kitaplarını şöyle bir karıştırın mutlaka göreceksiniz ki tarihin her devresinde Türk Devletleri mazlumların yegâne sığınağı olmuştur. Hatta ve hatta atalarımız bu hakikati Topkapı Sarayı’nın kapısına bir serlevha olarak nakşetmiştir. “Ya valiyete külli mazlum” (bütün mazlumların yegâne sığınağı).

Bu hakikat Türklerde milli bir seciye haline gelmiş ve asırlar boyu tüm gadre uğrayanlar bizim topraklarımızda nefes almıştır. Ve Türkler “aman” verdikleri hiçbir mazlumu zalimin zulmüne bir daha asla terk etmemiştir. Devletlerimiz en zor zamanlarında, yıkılma tehdidiyle baş başa dahi olsa bu durum hiç değişmemiştir. 

Bugün ise bir Türk Devletinin sınırları içerisinde bırakın başka yerden gadre uğrayıp gelenleri, baba ocağına gelmiş, bu vatanın gerçek sahipleri Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi katil Çin’in eline teslim edecek anlaşmanın onaylanıp onaylanmayacağını tartışıyoruz. Daha Doğu Türkistan’da yapılan zulme engel olamamanın hesabını veremez iken bir de bu utancı kaldırabilecek bir Türk’ün bu topraklarda yaşadığına ihtimal bile vermiyorum! Bu antlaşmayı onaylayabilecek bir topluluk var ise de onun başında ki “Türkiye” ibaresini kaldırdıktan sonra onaylaması, herhalde kendi kimliğini faş etmek adına yapabilecekleri en doğru iş olur. 

Dünya’nın en zor coğrafyasında yaşıyoruz… Belki başka bir milleti bu topraklara yerleştirin bir ay dahi Anadolu’yu yurt tutamaz, bu bedele katlanmaz. Lakin tarihin omuzlarımıza yüklediği en büyük misyon, mazlumun olduğu her yerde olmak zorunda oluşumuz. Bugün TBMM bu anlaşmayı uygun bulur ve Sn. Cumhurbaşkanımız da onaylarsa ne olur biliyor musunuz?

Daha dün Karabağ’da verdiğimiz mücadele anlamını kaybeder ve Ermeniler yeni bir işgale cesaret bulur!
Doğu Akdeniz’de değil sondaj gemisi, balıkçı teknesi dahi dolaştıramayız!
ABD, Suriye’de davulla zurnayla birliğimize kastedecek bir PKK devletini kurmaya kuvvet bulur!
Libya’yı piyon Hafter’e, Mısır’ı darbeci Sisi’ye, Suriye’yi katil Esed’e, Çeçenya’yı kukla Kadirov’a teslim etmiş oluruz!
Ve maazallah ecdattan miras mazlumların sığınağı olan devletimizi zalimlerin üssü haline getirmiş oluruz! 

Biz bin yıldır olduğu gibi bugünde, Anadolu’da, izzetimizle ve vakarımızla yaşamak istiyorsak eğer, değil bir Doğu Türkistanlı kardeşimizi, onun kesip attığı tırnağı dahi Çin’e vermeyi ar saymak zorundayız! “Dünya beşten büyüktür” sözünün hamaset olmayıp hakikat olduğu dünyaya haykırılacaksa eğer onun yeri tam da burasıdır! Bundan sonra Katil Çin’e bir söz söylenecekse eğer, son sözümüz Doğu Türkistanlıları vereceğiz değil, Doğu Türkistan’ı elinizden geri alacağız olmalıdır!