Ahmet Sefa DİKTEPE
Dünya Ahmet Yesevi'nin hikmetlerine ve Alperenlerine muhtaçtırDünya Ahmet Yesevi'nin hikmetlerine ve Alperenlerine muhtaçtır
Bugün dünya manevi bir buhran içerisinde büyük bir ruhsal çöküntü yaşıyor. Dünya teknolojide ve bilimde ne kadar ilerlediyse gün geçtikçe insanı insan yapan değerlerden o kadar uzaklaşıyor. Bugün dünyanın dört bir yanında zulüm yaşanırken bırakın insanlığı, sayısı milyarlarla ifade edilen İslam âlemi dahi sessiz kalıyor. Bu sessizlik, insanı insan yapan değerlerin ölümüne şahitlik etmemizi istercesine, ürkütücü bir hal ile üzerimizde…
Acaba, neredeyse tüm tarihimizin ortak paydası olan dünyada mazlum kalmayana kadar zalimlerle mücadele ruhu bugün 1,5 milyarlık İslam âleminin ve 350 milyonluk Türk Dünyasının ne kadar derdi…
Zulüm kendine çarpınca dünyadaki zulmün farkına varan veya yanı başındaki mazlum feryadına kulak tıkayanlar ne kadar Türk ne kadar Müslüman olabilir. Bizler dünyaya hükmettiğimiz asırlar boyu adı adaletle anılan bir millet olma yolunda gittik. Şimdilerde ise adalet kendi ülke sınırlarımız içerisinde dahi güvenilmeyen bir yapıya dönüştü, bunun mesulleri sadece Türk milletinin değil tüm dünya mazlumlarının düşmanıdırlar ve yahut daha açık bir ifadeyle kendileri zalimdirler!
Başka inançlara, farklı değer yargılara saygılı inançsızı bile içinde barındıran bir millet idealinin şu anda din kardeşliği ekseninde dahi buluşup topyekûn hareket edemeyişi işte bu adaletsizliğin bir tezahürüdür. Bizler, bizi biz yapan değerlerin etrafında toparlandığımız ve ayırmadan, kayırmadan topyekûn bir millet idealiyle hareket ettiğimiz dönemlerde dünyanın medeniyet merkeziydik. Zalimlerin mazluma kaldırdığı eli dünyanın neresinde olursa olsun kırdığımız dönemlerde küresel hesaplar yapabilecek bir noktadaydık. Bugün ise kendi iç dünyasına hapsolmuş ve içerisindeki buhrana çözüm bulamayan bir millet haline getirildik.
Rahmetli Cemil MERİÇ’in “Bir biz vardık cihanda birde küffar” diyerek tariflendirdiği bir tarihi hakikatin az gelişmişlik damgasına döndürülmüşlüğüyle, yaşadığımız buhranı şu anda üzülerek müşahede ediyoruz. Ve tekrar bu sözü söyletebilecek iradenin Hoca Ahmet Yesevi’nin Anadolu kıtası başta olmak üzere büyük bir coğrafyaya yaydığı Alperen kadrolarda olduğunu görüyoruz.
Dün Türkistan coğrafyasından Anadoluya ve dünyanın dört bir yanına yayılan Alperenler, bugünde inşallah Anadolu topraklarında tekrar filizlenen iman ocaklarından dünyaya ışık saçacaktır. Kızıl komünizm altında yılları heba olmuş Türk Cumhuriyetlerinin de, her rengiyle emperyalizmin hedefi olmuş İslam Dünyasının da kurtuluş reçetesi imanlı ve aksiyoner bir gençliktir.
Bugün tüm mazlumluğu ve mahzunluğuyla müstemlekeleştirilmiş Türk-İslam Dünyası köklerinden kopartılmış ve öz değerlerine yabancılaştırılmıştır. Dünyanın dört bir yanında küresel emperyalizmin her rengiyle sömürülmüş ve kıymet değerleri yerle bir edilmiş gönül coğrafyamız Ahmet Yesevi Hazretlerinin hikmetlerindeki feyze ve onun yaktığı meşalenin ışığına ihtiyacı vardır.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.