Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Doktorlar

Doktorlar

Acımızı paylaşan, iyi olmamız için teslim olduğumuz insanlar. Bizim için ilmi, beceriyi, yapacaklarını sonuna kadar kullanan, en sıkıntılı anımızda şifa aradığımız zaman sığındığımız beyaz önlüklü şifa meleklerimiz, doktorlarımız.
    Onlara o kadar inanır ve teslim oluruz ki onun elinden gelenin tamamını yaptığına, çırpındığına şahit olduğumuz ana, baba, kardeş gibi gönül dünyamızda yeri olan, şifada elinden geleni küsmeyen, yapan adanmış örnek insanlar.    Yemininde sadık kalan, yapılması gereken ne ise yapılacak da Hipokrat yeminde olmasa da gönül yemininde bir yere yerleştirir. Teri kurumadan aynı anda ihtiyaçsa koşan, terleyen, yorulmayan insan en yakını gönül insanları DOKTORLAR.
    Bir gün bir ilçenin hastanesinde başhekimlik yapan arkadaşımı ziyarete gittim. Hoşbeşten sonra gel yeni taburcu olan hastalarımdan ikisini birlikte ziyaret edelim, ne dersin diye sordu. Sanki aileden en yakınını ziyaret edecekmiş gibi heyecanlı, insanlara faydalı olma mutluluğu çok belli. Çantasını aldı. Arabayla tek katlı bir evin önünde durduk. Hastamız burada iniyoruz, dedi. 
    Yaşlı bir amca evin annesi olma ihtimali olan bir bayanla birlikte altı kişi karşıladılar. Doktor gelmiş diye heyecanlılar. Kimi yol gösteriyor. Bir telaş var. Yan komşuya duvarın üzerinden – Doktorumuz geldi, sonra konuşuruz. Derken bile heyecanlı ve çok mutlu görünüyorlardı. 
    Doktor içeri girdi. Doktor – Kızım nerede dediklerimi yaptı mı derken bir odaya girdik. Ebe (babaanne) idi. Heyecanlı, doktoru nereye oturtacağına ne diyeceğine şaşırmış doktorun eline sarılmak istedi. Doktor – kız sen benim annemsin dedi. Elini tuttu öptü. Çok mutluydu. Eli ayağına karıştı, gözleri doldu. Sanki uzun yıllar görmemiş evladı gelmiş gibi mutluydu. 
    Ameliyatı çok başarılı geçmiş, şifayı veren Allah’a şükrediyor. Vesile olduğu için doktora dua ediyor.     İşte bizim insanımız yapılan iyiliği hiç unutmaz. Gönlünde taşır. Baş tacı yapar. Benim aziz milletim. Sana ne yapsak azdır. Evden babaanne dışında tamamı arabaya kadar uğurladı. Arabaya bıraktıktan sonra arkadaşıma çok teşekkür ettim. Ne ulvi görev, anlamlı duygular. Seni görünce evde bayram havası görmekten, saygıları, sevgileri beni çok etkiledi. Seni candan kutluyorum. Benim de gözlerim doldu. 
    Doktor – Bu iş ticaret değil , ver bacağı keseyim alayım zengin olayım hiç değil. Bu, anlatılması zor yaşanan bir şey. Gönülden konuşma bir anda kardeş, abi, baba, dede, büyükanne ile yeni bir dünyada, gönül aleminde bir olma bildiklerini yapacaklarını sonuna kadar gönülden kucaklaşma minnet ve dua ile devam eden anlatılmayan yaşanan milletimin dünyası. Onlara ne yapsak azdır. Bizde şifa için gelen doktoru üst bir yere koyan, gönlünde büyük değerdir.
    Doktor insanlık, şifa için doktordur. O sokaklarda hak aramaz. Yeminine sadık gönül bağını halk ile koparmaz. Her renkten, her inançtan, her dilden vs. gönlünde değerdir, insandır. Milletimizin gönlünde yaşayan, tarifi zor sevginin, saygının sahipleridir. Beyaz önlüklü meleklerimiz. Siz, biz aynı yolda yürüyen, gönül şifa yolcularıyız. Lokman hekimin torunları, şifa dağıtıcıları.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR