Geçtiğimiz cumartesi günü, Uygur Akademisinin daveti üzerine “Doğu Türkistan’daki Toplama Kampları ve Uygur Aydınlarının Akıbeti” konulu istişare toplantısına gazeteci ve akademisyenlerle birlikte iştirak ettik. Toplantı, şehitlerimiz için saygı duruşuyla başladı. İstiklâl Marşımız ve akabinde Doğu Türkistan Milli Marşını hep beraber coşkuyla söyledik. “Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal... Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!” diyerek haykırdığımız marşın sonrasında ne de güzel yakıştı “Kurtuluş yolunda su gibi aktı bizim kanımız, Sen için ey yurdumuz olsun feda bu canımız” denilen Doğu Türkistan Milli Marşı... Tıpkı al bayrakla gök bayrağın birbirine yakıştığı gibi...

Doğu Türkistan’daki son gelişmeleri aktardılar bize. Hani şu unuttuğunuz, sahip çıkamadığınız, kardeşim deyip de sırtınızı döndüğünüz dercesine… Sporcusundan sanatçısına, din adamından esnafına Uygur Türklerinin hapsedildiği; yuvasından, çoluğundan çocuğundan ayrı tutuldukları toplama kamplarını gösterdiler. Normalde Doğu Türkistan özerk bir bölge olmasına rağmen Çin’in kendi anayasasını çiğneyerek ortaya koyduğu insan hakları ihlallerini anlattılar. Sonra herkes kendi önerilerini topluluğun istifadesine sundu. “Doğu Türkistan için ne yapabiliriz? Toplama kampları nasıl kapatılacak? Türkiye’de bu konuda nasıl hareket edebiliriz?” sorularına cevap aradık. Uzun istişareden sonra, Uygur yemekleri eşliğinde muhabbet ettik. Kültürü bir, kanı bir, bayrağı bir, güzel insanlarla beraber olduk. Bu verimli görüşme inşallah hayırlara vesile olur. Uygur Akademisine misafirperverliklerinden dolayı da teşekkür ediyorum.

Toplantıda uzun uzadıya konuştuğumuz Çin’in kendi anayasasını ihlal meselesi, Uygur Akademisinin bizlere teslim ettiği dosyada yer alan “Çin’in Doğu Türkistan’daki Toplama Kamplarıyla İlgili Basın Bildirisi” metninde de kanıtlanarak şu ifadelerle açıklanmış:

“Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası'nın 1. madde 4. fıkrasında “Her etnik grubun kendi dili ve yazısını kullanma ve geliştirme özgürlüğü vardır, kendi adetlerini koruma ve ıslah etme özgürlüğü vardır.” diye yazılıdır. 2. maddenin 35. fıkrasında “Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşlarının fikir beyan etme, neşriyat, toplanma, dernek oluşturma ve gösteri yapma özgürlüğü vardır.’’ diye yazmaktadır. 2. maddenin 36. fıkrasında ise ‘’Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşlarının inanç özgürlüğü vardır.’’ diye yazılıdır.

Çin parlamentosunda onaylanarak 1 Ekim 1984 tarihinde yürürlüğe giren ‘’Etnik Bölgesel Özerklik Kanunu'nun’’ 10. maddesine göre etnik bölgesel özel kurumlarının bulunduğu bölgedeki milletlerin kendi dil ve yazısını kullanma ve geliştirme özgürlüğünü garanti eder; aynı kanunun 11. maddesine göre ise etnik bölgesel özerk kurumları her millet vatandaşlarının dini inanç özgürlüğünü garanti eder denilmektedir.”

Herhalde on dakikalık bir görsel sunumla, ilkokul çağlarındaki bir çocuk bile Çin’in kendi söylediğini kendisinin yapmadığını anlayacak kapasitededir. Ne yazık ki bazı kapasitesiz, vicdansız, duyarsız varlıklar hâlâ anlayamıyor. Çinlileri tarihten beri tanıyoruz hadi onların bu zulmünü biliyoruz. Peki, kendini Müslüman ya da Türk sınıfına koyup da bu meseleyi ucundan bile anlatmaya çekinen şarlatanlar sizi çıkaramadım? Hangi medeniyetin ürünüsünüz?

Madde madde sıralayarak Çin devlet yetkililerine de soralım:

1- Doğu Türkistan’da devletin izniyle basılan edebi eserlerin sahipleri neden tutuklandı? Madem tutuklanacak ifadeler yazdılar, neden basımına müsaade edildi?

2- İlham Tohti gibi akademik alanda kendini kanıtlamış hocalar, Çin’e kendi anayasasını hatırlattığı için neden tutuklandı? Madem uygulamayacaksınız neden Çin anayasası var?

3- Neden Türkiye’ye gelen her Uygur Türk’üne, Doğu Türkistan’daki ebeveyn ya da akrabaları tarafından ‘’Biz çok iyiyiz. Bizi bir daha arama!’’ gibi mesajlar atılıyor ya da arama yapılıyor?

4- Ramazan’da oruç yasak, 18 yaş altına camii yasak, işletmelerde içki zorunlu! Eee neresinde bunun inanç özgürlüğü?

5- Sakal bırakan taksiye alınmaz, çarşaf giyen şuraya giremez, buna binemez. İnsanların kıyafetlerinden, yaşam tarzından sana ne?

6- Camiilerin hilallerini kaldırarak ‘’Komunist Partiyi Sev’’ gibi komutlu sloganlarını neden mabedlerimizin üzerinde kullanıyorsun?

Son olarak Çin’e şunu söylüyoruz; Doğu Türkistan büyük lokmadır, boğazınıza duracak!