Yazının başlığına dışardan şöyle bir bakınca “gülünç” duruyor ama başlığın bizzat ta kendisi Türkiye’de yaşam sürüyor. Hem de her doğal afet sonrası ortaya çıkıyor. Hepinizin bildiği gibi ülkemizin büyük bir çoğunluğu yağmur ve ani su baskınları ile mücadele ediyor.

Evini, arabasını, tarlasını, bağını ve bahçesini kaybeden pek çok kişi oldu. Ayrıca bu hususta, yaşamını kaybeden vatandaşlarımıza da Allah’tan rahmet diliyorum. Doğal afetlerin ve doğal yaşamın gereğince, bu gibi olaylar her zaman yaşanacaktır. Bu konuda aksini söylemek zaten mümkün değil.

Ancak bunu bile eleştirenler oldu. Artık ülkemizde aydınlık fikirler ve aydınlık eleştiriler duymak, görmek istiyorum. Kar, yağmur ve dolu yağışları sonrasında “parti” yarıştırmak ve bunun üzerinden eleştiri yapmak “2022 yılına geldiğimiz şu günlerde” laf cambazlığı sayılmasın.

Kar yağar, yol kapanır şu parti yaptı der. Yağmur yağar, sel basar bu parti yaptı der. Kardeşim Allah aşkına biraz gerçek hayatı yaşayın. Bırakın bu ve bunun gibi durumları. Allah’ın verdiğini, kuldan ne saklıyorsunuz?

Doğal afeti eleştirmek size mi kaldı? Alt geçit su dolmuş, insanlar mahrum kalmış. Ordan bir ses yükseliyor. Neymiş efendim; “verdiğiniz oylar size böyle döner” sanırım bu zeka ile yaşamak çok zor olmamalı diyeceğim ancak, bu tipler hep “vatanını en çok seven” (gibi görünen) ancak vatanına ve insanlığa en çok zarar veren tipler olmuşlardır.

Günümüz Türkiye’si bu söylemleri artık duymamalı. Bu durumlar gayet doğal. Elbette belediyeler eleştirilmelidir. Suçu olan varsa suçlu sayılmalıdır ancak “partizanlık” yapmak kimseye fayda sağlamayacaktır. 

Diğer ülkelerin hangi durumlar ile mücadele ettiğini gördükten sonra, biz ne yapıyoruz dedim ve bu yazıyı kaleme aldım. Çok acı değil mi? İnsanlar Dünya ötesi projeleri ve insanlığa değer katacak yaptırımları ile dillere destan oluyor. Genelleme yapmak istemiyorum ancak biz ise; “sel baskını olaylarını belediye başkanlarına yıkıp” üzerinden prim kasıyoruz…