Dikkat hırsız var
Son günlerde ana haber bültenlerinin büyük bir bölümünü işgal eden bir konu var. Siyaseti, cinayeti ve şiddeti bir kenara koyduğunuzda bunun ne olduğunu çok rahat anlayacaksınız. Son günlerde epey bir yükselişte. Her üç haberden birisi onunla ilgili. Siz nedir bu diye sormadan ben söyleyeyim; hırsızlık.
Bu tür haberlere sürekli maruz kaldığımız için midir nedir artık basit gibi geliyor ama aslında iş öyle değil. Hani atalarımız der ya “Tok, açın halinden anlamaz” diye, kendi başımıza gelmeden idrak edemiyoruz bazı şeyleri.
Mesela Mehmet Amca- Ayşe Teyze 35 yıl didinmiş, çabalamış, emek vermiş, birikim yapmış. Birikimini de bankaya koymak yerine evinde saklamayı tercih etmiş, bunu fırsat bilen bir başkası Mehmet Amca’nın 35 yıllık birikimini 2 dakikada alıp götürmüş. Şimdi Mehmet Amcanın burada suçu ne?
Yolda yürüyorsunuz, telefonunuz çalıyor. Cebinizden çıkarıyorsunuz, biri elinizden telefonu kaptığı gibi topukluyor. Sizde daha taksiti bitmemiş telefonunuzun arkasından el sallıyorsunuz.
Esnafsınız, dükkan sahibisiniz. Başınız hırsızlarla dertte. Dükkanınız defalarca soyulmuş, dayanacak gücünüz kalmamış. Son çare dükkana kamera taktırıyorsunuz. Oda ne? Sabah bir bakıyorsunuz, dükkan yine soyulmuş. Hem de kameralara aldırış edilmeden. Pişkin hırsız birde kameraya el sallamış. Ne âlâ memleket!
Artık, evde, yolda, otobüste hatta tarlada nerede olduğunuzun bir önemi yok. Her an bir hırsızlık vakasında kurban olabilirsiniz. Tarlada dahi olsanız bir hırsız tarafından mağdur edilebilme olasılığınız yüksek.
Örneğin; Antalya’da hırsızlar avokado bahçelerine dadanmışlar. Markette tanesi 8 ila 10 liraya satılan avokadoları geceden toplayıp gidiyorlarmış. Çiftçinin birisi isyan ediyor. Zararım 30 bin lirayı geçti diye. Elinde tüfekle gece nöbet tutmaya başlamış. Ne için? Bir yıllık emeği, bir gecede uçup gitmesin diye.
Peki, bu nasıl engellenecek. Emniyet birimlerinin vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak için büyük bir çaba sarf ettiğini biliyoruz. Buna rağmen hırsızlık vakaları azalmıyor, aksine artıyor. Çünkü, cezası hafif. Hatta bir çoğu yakalansa dahi adli mercilerce serbest bırakılıyor. 20-30 suç dosyası olan kişiler elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor. Hırsızlığı alenen yapıyor. Ne bir utanma ne bir sıkılma yaşıyor. Çünkü kendisi bunu bir meslek haline getirmiş ve ağır bir yaptırımının olmayacağının farkında. O da biliyor adli düzenlemelerin bu konuda hafif olduğunu. Ama caydırıcı bir ceza olsa, bak bakalım bu kadar rahat ve pişkin olabiliyor mu? Bu gidişat hiç iyi gözükmüyor. Ne yapıp edip, bu cezaların oranını artırmalı, gerekirse farklı yöntemler oluşturularak bu emek gaspçılarına bir şekilde dur denilmeli. Aksi takdirde hırsızlık ilerleyen yıllarda en büyük sorunlarımızdan biri haline gelecek ve başımıza büyük işler açacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.