Demokraside yetki ve denetleme
Demokraside şekil ve içerik yazımda bahsettiğim hususlara bağlı olarak yetki ve denetlemeden bahsedeceğim. Haftaya ise bu yazılarıma bağlı olarak başkanlık sistemine değineceğim.
Yönetenler devlet işlerini başarı ile yürütmek için daha fazla yetki isterler. Buna karşılık olarak ise yönetilenler ise, yönetenlerin bu isteklerine şüphe ve tereddüt ile yaklaşırlar. Hakikatli olarak, yöneticiler, yetki isterken ne kadar haklı ise, halkın da bu yetkilerin kötüye kullanılması konusunda endişeli olmakta bir o kadar haklıdırlar.
Halk, yöneticilerin yetkilerini kötüye kullanmamaları için, sürekli bir maddi ve manevi denetleme isterler. Bu yüzden, yönetici kadrolar her şeyden önce, iyi bir eğitim alarak yüksek ahlâklı, milli ve mukaddes anayasaya yürekten inanmış, ülkenin ve dünyanın gidişinden haberdar, tecrübeli, birinci sınıf kadrosu halinde yoğrulmasını bekler. Diğer yandan ise Hakk’ın ve hukukun üstünlüğüne inanmış ellere bırakılmış, bağımsız yargı ve denetim organlarının vazife yapmasını ister. Bütün bunların yanında, geniş halk kitleleri, devlet ve hükümet işlerinin başarıyla yürütülmesi için, kendi ağırlığını da samimi ve hür seçimler ile ortaya koymak hakkını elinde tutmak ister.
Bütün bunlar olgunlaştıktan ve işler durumuna geldikten sonra, yönetici kadrolara yetki verilmelidir. Demokraside, denetleme ne kadar gerekli ise yöneticilerin geniş yetki ve sorumluluk sahibi olmaları da o kadar önemlidir. Vicdanın, kanunun ve milletin denetleyemediği bir idare zulme doğru yol alırken, yetkisiz bırakılan idare de acze düşer.
Özlediğimiz ve gerçekleştirmek istediğimiz demokrasi, güçlü bir vicdan eğitiminden geçirilmiş uzman kadroların, hür seçimlerle tecelli edecek milli irade yolu ile iş başına gelmesi şeklinde doğacaktır. Milli iradenin ve hukukun denetimi altında yöneticilere geniş yetkiler verecek buna bağlı olarak sorulukları arttırılacaktır. Şunu da belirtmek isterim ki, bu denetimler yöneticileri zor duruma düşürmek için değildir çünkü demokrasi asla yöneticileri acze sebep değildir. Diktatörlükler kadar eli kolu bağlanmış ve acze düşürülmüş idareler de ülke için zarar ve tehlike kaynağı durumuna gelirler.
Devletlerin hayatında ve hükümetlerin kaderinde, anayasaların ve seçim sistem ve kanunlarının oynadığı rolü küçümsemek mümkün değildir. Ülkemizde ve birçok ülkedeki hükümet buhranları doğrudan anayasa ve seçim sisteminden kaynaklanmaktadır.
Selametle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.