Geçen haftaki özel yayınlarımızdan biri olan “Ustalık tamirde” haberini hatırlıyorsunuzdur. 

Cevval muhabir arkadaşımız Osman Akdoğan imzalı haberde, Çubuklu ev aletleri ve beyaz eşya tamircisi Tacettin Kısım, şöyle diyordu: 
“Biz tamirciyiz, değiştirici değiliz. İş arızayı bulup, bozulan parçayı tamir edebilmek ve maliyeti düşürebilmekte.”
Müthiş bir hatırlatma. 

Teknolojinin çeşitlenmesi, gelişmesi, arzda gönülden ziyade nefse oynanması, görüntünün özün önüne geçmesi ve tüketimin artması gibi nedenlerle hayatımızdan hızla çıkan “tamir” ve “önemi” ancak bu kadar güzel özetlenebilirdi.

Günümüzde maalesef “bozulan” pek çok beyaz eşya ve ev aletini ıskartaya çıkarıyor, yerine yeni model sıfırını almayı düşünüyoruz.

Bu hem bütçemizi zorluyor hem de israfa neden oluyor oysa. Yeni ve sıfıra olan ilgimizden bu gerçeği es geçiyoruz.
Ancak son dönemde artan hayat pahalılığıyla bu alışkanlığımızda olumlu bazı değişimler yaşanıyor sanki… 

“Bozulan, kırılan” eşyalarımızı hemen gözden çıkarmayıp, “tamir yolu”na başvurma oranlarında artış gözlemliyorum.
Tacettin Usta’nın aktardığı şu bilgiler de bu gözlemimi destekliyor: 
“4 kişi çalışıyoruz. Pandemi sürecinde de yoğunduk, şimdi daha yoğunuz. Malzemelerin pahalılaşmasıyla birlikte işlerimiz daha da arttı. İnsanlar, bozulan ürünlerini yenisi çok pahalı olduğu için artık atmıyor, tamir ettiriyor.”

Öze dönüş desek yanlış olur mu?
Bence olmaz. 

İLGİLİ HABER:

Ev aletleri ve beyaz eşya tamircisi Tacettin Kısım: "Biz tamirciyiz, değiştirici değiliz"