‘İçki bütün kötülüklerin anasıdır’ derler, kim demişse çok doğru tespitte bulunmuş. Alkol, içen kişinin fiziksel sağlığını bozmasının yanında, ruhsal sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Maddi olarak kayba uğratır. Ailesiyle ve sevdikleriyle sorunlar yaşamasına neden olur. Toplum yapısını ve huzurunu olumsuz etkiler. Suça teşvik eder ve suç oranını arttırır. Yani, alkolün zararları fiziksel ve ruhsal zararlar, topluma zararları, aileye etkisi, suç oranlarını arttırması, trafik kazaları gibi çok geniş bir açıdan ele alınabilir. Bu nedenle, ‘Bütün kötülüklerin anası’ ifadesi oldukça yerindedir.

ALKONUN VERDİĞİ ZARARIN ORANI

Dünya Sağlık Örgütü'nün, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 30 ülkede yaptığı araştırmalara göre;

Dünya'daki Cinayetlerin -------------- yüzde 85

Tecavüzlerin ----------------------------- yüzde 50

Şiddet Olaylarının         ----------------------- yüzde 50

Ölümcül Trafik Kazalarının ------------ yüzde 65

Aile içi kavga ve geçimsizliklerin ----- yüzde 70

Sonradan Olan Akıl Hastalıklarının --- yüzde 60

Oranında etkili unsuru ya da sebebi ALKOL'dür!!!

ALTIN NESİL BÖYLE Mİ YETİŞECEK?

Bu kadar olumsuzlukların ana kaynağı olan alkolün eğitim kurumlarının civarında bulunmasına her zaman karşı oldum. Çocuklar okuldan her çıktığında içki satan, kumar (iddia) oynatan büfeyi görüyor ve bir süre sonra bunun normal bir şey olduğu algısı oluşuyor. Altın nesil olarak tanımlanan bir neslin yetişmesini beklerken onları en başında kötülüklerin kucağına atmak ne kadar mantıklı. Çocuklar artık otobüslerde rahatça içki ve kumar (iddia) muhabbeti yapabiliyor. Sigara içerken hiç çekinmiyorlar çünkü çekinecek bir şey olduğunu düşünmüyorlar. Bu onlar için çok normal bir alışkanlık. Ve ballandıra ballandıra bu kötü alışkanlıklarının kendi aralarında muhabbetini yapıyorlar, sanki iyi bir halt yemiş gibi. Tabi bunda da toplum olarak suçumuz var, yani suçlu hem biziz hem onlar. Onlara acaba helali haramı ayırt etmeyi anlattık mı, onları bu konuda bilinçlendirdik mi? Peki biz helali haramı ayırt edebiliyor muyuz, biz bilinçli miyiz? Maalesef değiliz, çok küçük bir kısmımız yapıyor olabilir, ben toplumun genelinden yani klişe deyimle yüzde 90’lık kesimden bahsediyorum. Eğer bilinçli bir toplum olsaydık durumumuz zaten böyle olmazdı değil mi?     

KAPIDAN KAPIYA SAÇMALIĞI

Maalesef yasalarımızda çocuklarımızın geleceğine karabasan olarak çökmüş. Örneğin okullarla içki satan işletmeler arasından kapıdan kapıya 100 metre mesafe olması lazım. Kapıdan kapıya kelimesi üzerinde durmak istiyorum. Özellikle ülkemizde içki satan işletmelerle sırt sırta olan okullarımız var ama kapıları bir birlerinin tam ters istikametinde olduğu için 1 metre olmayan mesafe 120 metreye çıkabiliyor. Yani yasanın hiçbir hükmü yok, kapıdan kapıya ibaresi duvardan duvara 100 metre şeklinde değişmeli. Gerçi 100 metrenin de yeterli olduğunu düşünmüyorum ama bu yapılırsa daha iyi bir ortam sağlanmış olacak.  Birde okulların açılışından önce ruhsat almış içkili işletmelerle ilgili madde var, burada geleceğimizin teminatı olması düşündüğümüz çocukları korumamız gerekirken onları zehirleyen işletmeleri koruyor yasalarımız. Milli Eğitim Bakanlığına çağrıda bulunuyorum biran önce bu konu üzerinde çalışma yapın ve bu saçmalığa son verin.

BÖYLE YASA OLMAZ OLSUN

Şuan yürürlükte olan yasanın önemli maddelerini sizinle paylaşmak istedim.    

Umuma açık yerler ve içkili yerler ile resmî veya özel öğretim kurumları arasındaki uzaklıkların belirlenmesine dair yönetmelikte yer alan maddeler:

Zorunlu Uzaklık

Madde 5 — Umuma açık yerler ve içkili yerler ile okul binaları arasında kapıdan kapıya en az 100 metre uzaklığın bulunması zorunludur.

Uzaklığın Ölçülmesi

Madde 6 — Okullar ile umuma açık yerler ve içkili yerlerin açılmasına izin verilirken aralarındaki uzaklığın ölçümünde, bina ve tesislerin varsa bahçe kapıları, yoksa bina kapıları; kapıların birden fazla olması durumunda ise en yakını esas alınır.

Kazanılmış Haklar

Madde 8 — Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce faaliyette bulunmak üzere ruhsat verilen umuma açık yerler ile içkili yerlerin ve öğretim kurumlarının kazanılmış hakları saklıdır.

Allah, Kuran'da şöyle buyuruyor:

·        “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz” Maide Suresi, 90

·        “Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” Maide Suresi, 91

Açık açık bizi yaratan Rabbimiz içkiden uzak durmamızı belirtirken biz niye kendimizi yakıyoruz. İnanmayanlar üzerine alınmasın, Rabbim’in dediği gibi ‘EY İMAN EDENLER’ lafım sizedir.