Geçtiğimiz hafta Samsun’daydım. Gittiğim bütün şehirlerden öncelikle oranın yeşil alanlarına ve meydanlarına bakarım. Samsun beni bu yönden hayli sevindirdi. Pazar günü neredeyse şehirde kim varsa deniz kenarında yeşil alanda pikniğini yapıyor, oyunlarını oynuyor, geziyordu. Şunu söylemek istiyorum bir parka bir alete ihtiyaç duymadan insan sadece çimenlik ve ağaçlarla mutlu olabiliyor ve orada kendini rahatlatabiliyor. Uzmanlar hep söylüyor insan doğanın parçasıdır doğadan bağını koparmasın hele ki çocuklar hiç koparmasın elini ayağını toprağa sürsün.

ŞEHRİM ADINA ÜZÜLDÜM

Oraları gezerken maalesef şehrim olan Ankara adına büyük üzüntü duydum. Çocuklarımız yeşil alanlarda koşmak doğayla haşır neşir olmak yerine alışveriş merkezlerinin koridorlarında hapis olmuş durumdalar. Ellerinde annelerinin yaptığı yemekler yerine yağlı ve şekerli besinler tüketerek obeziteye yaklaşmaktalar. Zamanlarının büyük çoğunluğunu ruhsal olarak kendilerini özgür hissettikleri, hayal güçlerini geliştirdikleri alanlar yerine, önlerine hazır sunulan ve anında tüketilen duygusuz, ruhsuz aletlerle geçirmek zorunda kalıyorlar. Şuan için önemsiz sanılan bu konular ilerde bu çocukların hayatlarında büyük rol oynayacak.

YEŞİLE OTOBÜS İYİ BİR ADIM

Birkaç gün önce duyurulan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin dolayısı ile Mustafa Tuna’nın toplu taşıma ile gidilemeyen Eymir Gölü’ne yönelik otobüs seferleri haberini büyük mutluluk ile karşıladım. Bunun anlamı şudur ki artık özel aracı olmadan da yeşile ulaşım kolaylaşıyor. Başkan Mustafa Tuna bugüne kadar yaptığı otopark ücretleri, 24 saat otobüs gibi açılımlardan sonra böylesine yeşile ulaşıma da bir katkı sağlayacak adımla her kesimden teşekkür aldı. Temennim şudur ki bununla sınırlı kalmasın nerede boşluk bulunsa o ‘Ankara’da kapalı alandan başka yer yok sözünü boşa çıkarak ’şekilde bir yeşil alan bir ulaşım yapmasıdır.