Ankara Valiliği meydan, cadde, sokak, park gibi umuma açık alanlarda yapılacak her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşleri 30 Kasım'a kadar yasakladığını duyurmasının ardından ülke genelinde kızılca kıyamet koptu. Neler söylendi, neler konuşuldu neler... Kararın "kasıtlı" olarak alındığını savunanlar, Ankara Valiliğini hemen hedef aldı.

  Yapılan haksız tartışmaları izleyince üzüldüm gerçekten; çünkü çok ciddi bir süreçten geçiyoruz bu günlerden. Neyin ne olacağı ve neyle karşılaşacağımız hiç belli değil. İçişleri Bakanlığının verilere göre son bir haftada 19 terör eyleminin engellendiği, 35 teröristin ise etkisiz hale getirildiği açıklandı. Bu gerçeğin ardından Ankara Valiliği söz konusu açıklamasını yaptı bir de MİT, 81'in Emniyet Genel Müdürlüklerine "acil" kod adlı uyarı yazısı göndererek, DAEŞ'li teröristlerin eylem hazırlığında oldukları ortaya çıktı.

  Gelen bu istihbaratların boş olmadığı ise Etimesgut'ta dün düzenlenen operasyonla kanıtlandı. Başarılı bir operasyonun ardından bir terörist ölü ele geçirildi. O teröristin kaldığı evden neler çıkmadı ki neler... İki adet dinamit lokumu, 7 kilogram civarında amonyum nitrat, TNTP tipi dediğimiz iki patlayıcı ki bu çok güçlü bir patlayıcıdır, ateşleme düzeneği, ayrıca mahiyeti tam olarak tespit edilemeyen toz TNT dediğimiz madde, iki kilogram somun.

  Eylem hazırlığındaki DAEŞ'li teröristin muhtemel hedefi ise Anıtkabir ve eski Meclis'ti çünkü yakalanmadan önce sürekli oralarda keşif yaptığı tespit edildi.

  İnanın büyük bir belayı Başkentliler olarak def ettik. Neler yaşanabileceğini burada yazmak dahi istemiyorum. Şimdi üzüldüğüm konuya gelmek istiyorum. Maksatsız yere kurumlar hedef alınıyor ve bu hedef alınmalar ise linç kampanyası haline çevriliyor.

  Böyle kritik kurumların bir amacı vardır biliyorsunuz o da: insanlarını korumak. Ölümün nereden geleceği belli olmaz ama biz yine eşeğimizi sağlam kazığa bağlayalım önlemimizi alalım. Bir gösteri esnasında o canlı bombalar gelse ve hain bir eylem yapsa o giden canların hesabını kim verecek? Bu saldırılar işinden evine gitmek isteyen masum vatandaşı da hedef alabilir. Bu tip örnekleri çok kere gördük. Onun için boşa maraza çıkarmanın ne yeri ne zamanı. Birbirimize destek olmanın vaktidir.

  Ankara Valisi Ercan Topaca o provokatörlerin hayallerini suya düşüren o açıklamayı yaparak, "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasağı 29 Ekim ve 10 Kasım'ı kapsamıyor" dedi. Bu çığırtkanlığı yapanlar bakalım bundan sonra nasıl tavır alacak. Fitne fesat yuvası olmayı bırakın artık. Bunca olanların ardından 2 dakika düşünüp bir çıkarıp yapmayı da ihmal etmeyin lütfen.