Aşı olmamış öğretmen ve personele haftada iki kez PCR testi zorunluluğu getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlerleyen günlerde konser, tiyatro ve sinema gibi insanların toplu olarak faaliyet gösterdiği yerlerde de zorunlu PCR testi uygulamasını hayata geçireceklerini açıkladı. Aşı olmayanlar alınan karara büyük tepki gösterdi. Bir nevi kararı dayatma olarak nitelendirdi. Bazı hukukçular ise alınan kararın anayasaya aykırı olduğunu iddia etti. 
Aşı olmayanlar bu karara tepki göstermekte haklı mı haksız mıydı? Bence haklılar. Çünkü haftada iki kez PCR testi dayatması, “zorunlu aşıya karşıyız ama bıktırma yöntemlerini kullandırarak herkesin aşı olmasını sağlarız” demek gibi bir şey.  

Aşıların ilerleyen yıllarda yan etkileri konusunda Sağlık Bakanlığı kesin bir garanti verebiliyor mu? Aşıdan kaynaklı olası bir rahatsızlıkta tüm sorumluluğu kabul ediyor mu? 
Yoksa sorumluluğu bireye mi yüklüyor? 
Sinovac ilk çıktığında iyi propagandası yapıldı, yüksek oranda etkili olduğu söylendi. Şimdi ise 2 doz Sinovac olanlara 2 doz Biontech yapılıyor.

 Madem Sinovac korumuyordu neden alındı?

Peki, önümüzdeki yıl Biontech’in yetersiz olduğu söylenme ihtimali yüzde kaç? 

Yerli aşıda çalışmalar tamamlandığında 5’inci 6’ncı doz olarak önerilecek mi?

Bunun sonu yok mu?

Tek doz aşı olanlar madem korunmuyor, o zaman onlara da PCR testi dayatması gerekecek mi?

Yoksa tek doz olup, tüm kısıtlamaları delebileceğiz mi? Haftada iki kez yapılacak olan PCR testi, devlet hastanelerinde ücretsiz bir şekilde yapılabilecek. Peki, bir testin maliyeti kaç lira? Milyonlarca kişiye haftada iki kez test yapılabilecek mi? Bu kadar test kiti nereden kimden alınacak? Hastanelerde yığılma olmayacak mı? 

[email protected]
Emrah Özcan