Çeçen Cihadı ve Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu -2
İmran Abdulazımov’un Rusya’ya iade edilmesinden Alperenler eliyle nasıl kurtarıldığını bir de kendi dilinden dinleyelim:
"Ben Çeçenistan cihadında vatanımın bağımsızlık mücadelesinde Allah’ın emri üzere kafir moskofa karşı komutanlık yaparak savaşan bir kardeşinizim.
Çeçenistan’da yaralandıktan sonra tedavi için gazi olarak Türkiye’ye gelmiştim. Bir gün tedavi olduğum, ikamet ettiğim konutta Türk polisi beni gözaltına aldı. Kumkapı yabancılar şubesine götürülerek kafire teslim edilmek üzere nezarethanede bekletildiğimi acı bir ızdırap ile benimle ilgilenen stk avukatından öğrendim. Avukat ile konuşmalarımızı duyan yanımda yine Orta Asyalı Türki cumhuriyetlerin vatandaşı olan bir kaç kişi daha kendi ülkelerine deport edilmek üzere benimle aynı nezarethanede bekletiliyorlardı. Alaycı bir tavır ile o diğer tutuklu kişiler bana koskoca Rusya ile uğraşılır mı bak şimdi Türkiye seni deport edecek ve Ruslar da seni daha önce adını bile duymadığın kgb işkenceleri ile öldürecekler diye sırıtarak hem de Rusça olarak bana söylüyorlardı.
Bir süre sonra bir köşeye oturarak Rabbime ellerimi usulca açtım. Allah’ım hakkımda hayırlı olanı ver. Bana yardım et diye usulca gözyaşı ile dua ettim. En çokta canımı yakan o bizim bizden bildiğimiz Türkiye’nin beni Ruslara teslim edecek olmasıydı. Bunu ne aklım ne de vicdanım kabul etmiyordu.
Bir müddet bekledikten sonra önce az az ve sonra daha çok artarak gelen tekbir sesleri tutuklu bulunduğumuz nezarethanede iyiden iyiye duyulmaya başladı. Allah’ım bu sesleri yalnızca ben mi duyuyorum yoksa herkes bu tekbir seslerini duyuyor mu acaba diye düşünmeye başlarken diğer deport için bekleyen az önce benimle dalga geçen kişilerin suratında acı bir şaşkınlık ifadesi gördüm. Ve demir parmaklıklar ardına bakınca polislerin telaşlı bakışları ve heyecanlı koşturmalarını da görünce bir şeylerin olduğunu anladım. ve yine az sonra benimle ilgilenen stk avukatı nezarethane önüne heyecanlı bir şekilde neredeyse koşarak geldi ve bana komutan sesleri duyuyor musunuz dedi evet dedim. Bu sesler sizin için gelen iadenizi protesto eden ve sizi almadan gitmeyeceklerini haykıran alperenlerin sesi, sizin deport edilmenize karşı burada toplandılar her saniye sayıları artıyor dedi avukat bana.
Ben de kim bu kardeşler dedim. Bu gençler Türkiye’de sizleri çok seven sizden biri, BBP genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun gençleri nizamı âlem, ilayi kelimetullah davasının davacısı alperenler dedi. Tanıdım evet biliyorum onları dedim. ve sessiz göz yaşlarım artık hem daha sesli ve daha ıslak bir ağlamaya dönüşmüştü. yanımda nezarethanede az önce benim ile dalga geçenlerde hem büyük bir pişmanlık başlamış hem de benden telaşla özür dilemeleri trajikomik bir olaydı. Hatta az önce kgb'den bahsedip benim ile dalga geçen bu kişiler şimdi benden kendileri içinde yardım istemeye başlamışlardı.
Gençler beni almadan yabancılar şubenin önünden asla ayrılmayacaklarını içeri gelen tekbir sesleri ile haykırmaya devam ediyorlardı. Daha sonra devreye liderleri Muhsin başkan girerek mizansen bir deport işlemi yapılacağını benim o esnada elime geçecek kendi pasaportumu yırtarak deport işleminin uluslararası kurallar gereği yapılamayacağı bildirildi ve öylede oldu. Allah’a hamd olsun Türkiye’de kaldım gönderilemedim. Allah Muhsin Yazıcıoğlu ve gençlerinden razı olsun."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.