Çanakkale…
Sultan Alpaslan Han 1071’de Malazgirt Zaferiyle birlikte Anadolu coğrafyasını kendi deyimiyle, “bid’at nedir bilmeyen Türkler”in iradesi altına aldı. O günden başlayarak günümüze kadar bu coğrafyada tutunmak, ceddimizden emanet vatanımızı korumak namına yüzbinlerce şehit verdik. Ölmedik, dirildik… Her bitti denildiğinde, daha gür bir sedayla tarih sahnesine yeniden çıktık…
Biliyorduk ki bu topraklarda yaşamanın bedeli, Anadolu’yu vatan kılmanın bedeli kadar büyüktür. Çünkü Anadolu sırtlan yolundaki otağdır. Ve Dündar Taşer’in ifadesiyle “Biz otağımızı sırtlanların yolu üzerine kurduk.”
Her fırsat bulduğunda düşman otağımıza, yurdumuza saldırdı. Kaybettikçe içinde büyüttüğü kiniyle tekrar tekrar daha güçlü geldi. Milletimiz öylesine çetinler çetini zamanlardan geçti ki kavgamızın parolası olmak ya da ölmek halini aldı!
İşte olmanın ya da ölmenin tam manasıyla vücut bulduğu harplerden biride Çanakkale Harbiydi. Dört bir yandan Devleti Âliyye’yi saran düşman son bir hamleyle, kendi tabiriyle “hasta adamı” öldürmek istiyordu. Fakat her şey hesapladıkları gibi olmadı Allah’ın inayeti, Mehmetçiğin cesareti, Türk milletinin azim ve kararı yenilmez denilen çelik devleri boğazın serin sularına gömdü. Kendinden kat be kat kalabalık ve o nispette de teçhiz edilmiş düşman askerini Çanakkale’den geçirmeyen yiğitlerimiz dünya savaş literatürüne girecek ve ağızları açık bırakacak çapta bir zafer kazandı.
Çanakkale Zaferi maddeye karşı mananın, kibre karşı imanın galip geldiğinin en bariz örneğidir. Savaş bilgisinin, ilmin ve teknolojinin bu kadar geliştiği çağımızdan dahi bakıldığında “imkânsız” kelimesinden başka tarifi mümkün olmayan bu zaferden çıkaracağımız derslerin bu vatanda yaşama irademizi kuvvetlendireceği de su götürmez bir gerçektir.
Türk milletinin bir ve beraber aynı hedefe kilitlendiğinde “imkânsızı mümkün yapanın” yardımıyla başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Bu aziz millet şanlı bayrağımızın kırmızısında kanı bulunan tüm unsurlarıyla Çanakkale’yi geçilmez kılmıştır. Bugün orada ne işimiz var, şurada ne yapıyoruz mottolarıyla milletimize bilmişlik taslayanların Çanakkale şehitliğindeki mezar taşlarına dönüp bakmaları lazımdır.
Çanakkale ihtiva ettiği manayla bu milleti yeniden birbirine kenetleyen ve tekrardan cihanşümul hesaplar yaptıracak ruhun üflendiği yerdir. Bu manayla “Çanakkale Geçilmez ve Geçilemeyecektir!”
Bu vesile tüm şehitlerimizi bir kere daha rahmetle anarken tüm okuyucularımızdan aziz ruhlarına birer Fatiha-i Şerife rica ediyorum.
Baki selam ve muhabbetlerimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.