Cumhurbaşkanı düşük faizli konut kredisi açıklaması yapıyor, ev sahipleri anında konut fiyatlarını yüzde 30 artırıyor. 

Çaya, yağa, şekere zam haberi geliyor, marketler daha yüksek fiyattan satabilmek için raflardaki ürünleri topluyor.

Esnafın birisi baharatı yere döküyor, faraş ve süpürgeyle toplayıp geri çuvala koyuyor. Hırsızlar artık sokakta, caddede, arazide ne varsa çalıp gidiyor. Apartman kapısı çalan mı dersin, kapı tokmağı çalan mı, çöp tenekelerini çalan mı, kapı zili çalan mı dersin, ne ararsan var. İşin ilginç yanı artık bunların hiç birisi bize garip gelmiyor. 

Eşini-çocuğunu öldüren baba, gelinine tecavüz eden kayınpeder, çocuğuna tecavüz eden baba, komşusu ya da akrabası ile kaçan anne, komşusunu ateşe veren öğretmen, hastaneden çocuk çalan hemşire ve daha niceleri. 

Kar topu gibi büyüyen toplumsal sorunlar.

Her gün onlarcası gözümüzün önünde yaşanıyor.  

Anlayacağınız kötüye giden sadece ekonomimiz değil,  insanlığımız da kötüye gidiyor. Kadim medeniyetlerin kurulduğu bu topraklar sanırım ahlâken en kötü günlerini yaşıyor. Sadece ekonomiye odaklanıp yitirilen ahlakı görmezden geliyoruz. İşin magazin boyutundan hiç bahsetmiyorum bile. Orası tam bir çukur.

TEBESSÜMLE HATIRLAYACAKLAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'in eşi Olena Zelenska'nın inisiyatifiyle Ukrayna'daki çocuk evlerinde yetimhanelerde bulunan binden fazla çocuk 8 grup halinde Türkiye'ye getirilerek,  Antalya'daki otellere yerleştirildi. Yunus Emre Enstitüsü çocuklar için güzel bir etkinlik gerçekleştirdi. Aktivite, oyun ve eğlence dolu iki gün geçirdik çocuklarla. Hepsi pırıl pırıl masumiyet dolu. Onların yüzlerindeki tebessümü görünce savaşın az da olsa travmasını atlattıklarını anladım. Tabi burada Türkiye'nin rolü büyük. Başta Emine Erdoğan olmak üzere,  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Uluslararası Sivil Toplumu Destekleme ve Geliştirme Derneği önemli görevler üstlendi. Çocuklar eğitimlerine burada devam ediyor. Kısa bir süre içinde de Türkçe dil kurslarına başlayacaklar. Savaş bitene kadar ülkemizde konuklar. Savaş bittiğinde ülkelerine geri dönecekler. Sonuç ne olursa olsun bu çocuklar ömürleri boyunca Türkiye'yi unutmayacaklar. Hep bir tebessümle hatırlayacaklar. Bu da bizim için ayrı bir mutluluk.