Bu Vefasızlık Değil mi?
İstiklal Marşı'mızın kabul edilişinin 96. yıldönümü ülkemizin çeşitli olduğu gibi o şanlı şiirin Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alındığı Hamamönü'deki Tacettin Dergahı'nın olduğu alanda da kutlandı.
Sivil Toplum Kuruluşları ayrı ayrı program yaptı. Bu mütevazı programlardan birkaçına da katılma şerefine nail oldum.
STK'ların anma programlarına rağmen siyasiler ve TBMM tarafından hiçbir programın yapılmaması çoğu kişiyi olduğu gibi beni de üzdü. Çünkü İstiklal Marşı 1921'de TBMM tarafından Milli marş olarak kabul edilmişti. Meclis'imizin bu konuda ahde vefa göstermemesi Türk milletini derinden yaraladı.
Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Dr. Mehmet Doğan da bu vefasızlıktan yakınarak bir yazı kaleme aldı. Özenle yazılmış bu eleştiri yazısını siz de okuduğunuz da hak vereceksiniz. Müsaadenizle o yazının önemli noktalarını paylaşmak istiyorum.
Mehmet Doğan:
"Malûm 12 Mart İstiklâl Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilişinin yıldönümü...
İstiklâl Marşı’na sahip çıkmak, milletimizin bin yıllar içinden gelen varlığına, onun yüksek değerlerine sahip çıkmaktır. Mehmed Âkif’e sahip çıkmak, bu ülkenin yüz yıl önceki yeniden varoluş mücadelesini doğru anlamaktır.
Bunu yapmaya çalışanlar oldu. Israrla Mehmed Âkif, ısrarla İstiklâl Marşı diyenler; sayılı günlerde, 27 aralıklarda, 12 martlarda gönüllü kuruluşlarla işbirliği yaparak anmalar, kutlamalar yaptı.
Bir gün geldi ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir kanun kabul etti. Yıl 2007! Artık İstiklâl Marşı’nın kabul yıldönümünde, hem bu hatıra yaşatılacak, hem de onun müstesna şairi yad edilecekti! Hem de kanunla!
Bu kanunun kabulünden 20 yıl sonra, 12 Mart 2017’de Ankara merkezinde bu kanun muvacehesinde yapılan faaliyeti görüp de “bu kanun hakkıyla uygulanıyor!” demek mümkün müydü?
12 Mart kanunla milli günlerimizden biri! Tıpkı 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi...
Onlar nasıl kutlanıyor, 12 Mart nasıl kutlanıyor?
Devletimizin bayrak gibi temel bir sembolü olan, ses bayrağımız olan İstiklâl Marşı’nın yıldönümünde bir tek devletlu yoktu!
Millî Eğitim Bakanlığı kanuna göre, bu kutlamaların sekretaryasını yürütüyor. Milli Eğitim Bakanlığından bir tek yetkili yoktu!
Ya Meclis?
TBMM’den değil başkan, değil başkanlık divanından bir tek görevli, bir tek milletvekili dahi yoktu!
Tamam, değerli başkanımız ağır bir rahatsızlık geçirdi, bu vesile ile tekrar “geçmiş olsun!” diyoruz. Ya diğerleri?
Dünkü manzaraya bakıp şunu söylemekten kendimizi alamadık: İstiklâl Marşı’nı başka bir Meclis mi kabul etmişti acaba?
Evet, başka, hatta bambaşka bir Meclis kabul etmişti!
Onlar ve Mehmed Âkif, o zor şartlarda bugün konfor içinde yüzen vekillerimiz için mücadele etmişlerdi!
Eğer Meclis ve vekilleri İstiklal Marşımıza sahip çıkmayacaklarsa, bu kanunu iptal etsinler, halk kaldığı yerden millî marşımıza ve Âkif’imize sahip çıkmaya devam eder!"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.