“Bu ne şiddet! Bu ne celal!”
Beyefendiliği ile bilinen TBM Meclisi’mizin Sayın Genel Başkanı İsmail Kahraman, Meclis’te olanlara, konuşulanlara, küfürlere, hakaretlere isyan etmiş bu şekilde öfkesini dile getirmişti.
Kısaca sayın vekillerimizin ne hale geldiğini özetleyim. Meclis’teki konuşmalar başladığında çocuklar kulaklarını tıkıyorlar! Bu her şeyi özetliyor diye düşünüyorum.
Daha önceki yazılarımda halk kendisi seçtiği Meclis’in çok çok önünde gidiyor demiştim.
Şimdi diyeceksiniz ki bu nasıl iş? Meclisi halk seçmiyor mu? Meclis halkın aynası değil mi?
Meclisi halk seçiyor doğru. Ama bir başka doğru daha var, Meclis halkın aynası asla değil. İspatı mı? Anlatayım. 27 Nisan Akşamı, Eskişehir Şairler Derneğinin (EŞAD) düzenlediği, “Şiir Gecesi” Programına katıldım. Yaklaşık 70-80 tane şair, ozan ve yazarlarımız vardı. Şiirler dinledik, saatlerce sohbet ettik, ama işin ilginç tarafı tek bir kelime siyasetten bahsetmedi! Ne de tek bir kelime, argo, küfür, hakaret vs. olmadı. Ve nezaket konuşması yaparken de bunu ifade ettim.
Peki, o zaman bu beylerin, “Şiddeti” “Celali” ağza alınmayacak küfür ve hakaretleri ne anlama geliyor. Mahalle kabadayılarının bile bir nezaketi, bir saygısı var. Ama bunların (Milletin Vekili gibi hareket edenleri tenzih ediyorum) asla hiç kimseye saygıları yok. Birilerini sevmeye bilirsiniz? O makamda olduğunu da istemeyebilir, kabullenmeyebilirsiniz! Ama unutmayın ki, nasıl ki sizler seçimle orada oturuyorsanız, küfrettiğiniz, saygısız ve edepsizce eleştirdiğiniz insanlarda seçimle geldiler ve halk onlara o makamı layık gördü ve orada oturuyorlar.
Benim anlamadığım, halkın iradesine saygı duymayanlar, şimdi nasıl halkın karşısına çıkıp da bana oy ver, beni tekrar Meclis’e yolla diyecek. Yüzleri kızarır mı bilmiyorum? Ama bir şeyi kesin biliyorum, Meclisin önünde giden, hiçbir zaman Meclisin aynası olmayan halk, gereğini sandıkta yapacaktır bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Ve bakın göreceksiniz, seçim propagandaların da en çok onlar, temiz, ahlaklı, erdemli, dürüst vs. siyasetten bahsedeceklerdir. Ama artık bir Genel Başkanın sık sık tekrarladığı argo kelime gibi, “Yemezler”!
Görünen o ki, Türkiye hiç yaşamadığı bir seçim sürecini yaşayacak. Halk da kahvesi alıp, koltuğuna kurulup, acı acı iç çekerek, acı kahvesini yudumlayacak. Halk daha şimdiden, vefasızlığı, ikiyüzlülüğü, sahtekârlığı, birbirlerini kandırmayı, kapalı kapılar ardında Türkiye’yi kendilerine göre dizayn edenleri gördü.
Hayretle ve şaşkınlıkla, asla bir araya gelemezler denilen siyasilerin nasıl bir araya gelmek için çırpındıklarını gördüler, gözleri, “Faltaşı” gibi açılarak izledi hem de.
Halkın hafızası birilerinin dediği gibi, “Balık Hafıza” falan değil. Bal gibide halk her şeyi açık, net bir şekilde görüyor, hatırlıyor. Daha bu insanlar dün malum şahsı Cumhurbaşkanı seçtirmemek için ellerinden geleni değil, gelmeyeni de yapmadılar mı? Hukuka yorum üsten yorum getirmediler mi? Peki ne oldu da şimdi ellerini açıp yalvardılar, gel etme ne olur hepimizin adayı ol diye? Halk bunları sorgulamayacak mı?
Halk, Türk Siyasi Tarihinde ilk defa “Kiraya Verilen Vekilleri” gördü. Bunun adına da, “Demokrasinin önünü açma” denildi.
Şahsen çok merak ediyorum. Daha hangi ilkleri yaşayacağız!? Asıl soru şu ! Bu Millet bunu hak ediyor mu? Birçoğumuza göre ediyor. Ve deniyor ki bunları halk seçti, işte halkın yüzü bunlar! Bize göre bu son derece yanlış bir yaklaşım tarzı. Evet, halk sandıkta seçti doğru. Ama onları halk aday göstermedi. Halk demokrasiye olan bağlılığını gösterdi, sandığa gitti ve oyunu kullandı.
Halkı kandırmaya kalkanlar, yine halk tarafından cezalandırılacaklarını asla unutmasınlar!
Şimdi bu yazıyı okurken aklınıza şu geliyor! “Peki kime oy verelim”.
Elbette ki sizleri yönlendirmem söz konusu olamaz.
İÇ ANADOLU BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI OLARAK SÖYLÜYORUM. BU KONUDA Kİ TAVRIMIZ NET. BİZ, SİYASET ÜSTÜYÜZ, BİZ, PARTİLER ÜSTÜYÜZ. BİZ SESSİZ ÇOĞUNLUĞUN SESİ, KİMSESİZLERİN KİMSESİYİZ. BİZ, TÜRK MİLLETİNİN ÇIKAR VE MENFAATLERİ DOĞRULTUSUNDA HAREKET EDEN, ÜLKEMİZİN EN GÜÇLÜ STK LARINDAN BİRİYİZ.
Bizim kırmızıçizgilerimiz bellidir. Vatan, Bayrak, Devlet ve Millet. Bunlardan asla taviz vermemiz, bir adım geri atmamız söz konusu dahi olamaz. Onun için dir ki, bu Yüce Türk Milletini yönetecek olan, Milli olmalı, bizden olmalı, kırmızıçizgilerimizi ideali yapmalı. Milletin çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutmalı. Gerektiğinde ülkesini korumak uğruna kendini siper etmeli. Yedi düvel ile savaşması gerekse de bundan korkmamalı cesur olmalı. Bu milletin düşmanlarını kendi düşmanı gibi görmeli. Kirli, maksatlı, çıkarcı, ittifakların içinde olmamalı. Birilerinin emir ve direktifleri ile değil, milletin ideallerini gerçekleştirmek için aday olmalı. Uydurulan değil, indirilen dinin anlaşılması ve yaşanılması için her türlü mücadeleyi vermeli. Özetle ülkeyi muasır medeniyetler üzerine çıkarmalı.
Bizce ölçü bu… Buna uyan, bunları gerçekleştireceğine inandığımız lider başımızın tacı.
Edebin ve erdemliğin hakim olduğu, dürüst ve ahlaki ilkelerin hayat haline geldiği bir Meclisin ve kırmızı çizgilerimizi ülkemizde bayrak yapacak bir Devlet Başkanının seçilmesi selam ve duası ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.