Adem Çetin

Adem Çetin

Bu karne kimin?

Bu karne kimin?

Bu hafta ilk dönem sona erdi ve cuma günü karneler dağıtıldı. Herkesin aklındaki soruyu konuşalım. Bu karneler kimin? Sahip çıkan varsa ona verelim (şaka şaka).

Bu konuda üç görüş daha fazla öne çıkıyor. Bazı kesimler karne çocuğun diyor. Bazı kesimler ise karne velinindir diyor. Az da olsa bir kesim de karne öğretmenindir diyor.

Diyelim ki karne çocuğun ve iyi ya da kötü karne de onun diyenlerin sesine kulak verelim. Öğrenci, okul ve ailenin uyguladığı sisteme uymamış ve sorumluluklarına sahip çıkmamıştır. Çocuk acaba sorumsuz mudur yoksa görevler çocuğa ağır mı gelmiştir? Yeteneklerine göre bir eğitim almış mıdır? Kestirme cevap verelim. Çocuk tembeldir ve çocuk da başarısız olmuştur. Çocuk iyi ders çalışmıştır ve başarılı olmuştur. Kişiye, koşula ve aileye göre cevaplar farklıdır.

Gelelim velilere ve onları suçlayalım. Veli maddi ve manevi olarak elinden geleni yapıyor. Sabah okula bırakıp akşam alıyor. Ödevleri yapıyor ya da yaptırıyor kontrol ediyor. Çantasını hazırlıyor. Sabah kahvaltısını hazırlıyor ve harçlığını veriyor. Hafta sonu kurslara götürüyor, parklara götürüyor. Hatta sinema ve tiyatroya götürüyor. Daha ne yapalım dediğinizi duyar gibiyim. Eskiden böyle miydi ne kurs vardı ne özel okul… Elinde odunla üç beş km yürüyerek, karlı yollardan okula giderek büyüdük biz… Eskiden çok zordu okumak. Yeni nesil nankör bilmezler hiç bir şeyin kıymetini… Hey gidi günler hey...

Gelelim öğretmene verelim bu karneyi diyenlere. Öğretmen her gün düzenli olarak derslerine gelmiş, hastalık nedir bilmemiş, rapor almamış, her fırsatta eğitimler almış, çocuklara elinden geldiğince eğitim vermiş. Velilerini aramış bilgi vermiş hatta onları da eğitmiş. Bazı çocuklar çok iyi seviyelere çıkmış bazıları ise çıkamamış. Öğretmen ne yapsın canım herkese bireysel eğitim veremez diyenleri de duyuyorum. Öğrenci öğrenmemiş, veli ilgilenmemiş veya şartlar ve sistem yetersizmiş… Eskisi kadar bu meslek değer görmüyormuş… Finlandiya eğitim sistemi en iyisiymiş… Çocuklar yeterince kitap okumuyormuş…

Karne bir başarı ölçütü müdür? Bunu da ben eklemek istiyorum. Bir kâğıt parçası ve önemsiz bir şey midir? Hababam Sınıfı filminde Mahmut Hoca karakteri karne gününde öğrencilere değil de velilerine karneleri vermiştir ve demiştir ki “bu karneler sizin eseriniz.” Mahmut Hoca gerçekten haklı mıdır?
Şunu da ekleyebiliriz. Bazı okullar yüksek notlar verirken bazı okullar çok düşük notlar verebiliyor. Başarı not mudur? Bunu da ekleyelim. Kimileri için koşmak bir başarı iken kimisi için yürümek bir başarıdır. Kimisi için yetmiş not almak başarı iken kimisi için doksan sekiz başarısız bir nottur. Öğrencinin kim olduğu, ne yapmak istediği ve nasıl bir hayat yaşamak istediği önemlidir. Motive olduğu alanları ve yeteneklerini bulmak, keşfetmek elzemdir. Bazı çocuklar berber olunca bazıları ise doktor olduklarında kendilerini başarılı hissedeceklerdir.

Sonuç olarak biz hemen suçlu arıyoruz ve bulmakta da zorlanmıyoruz. Suçluyu kim tespit ediyor ve söylüyorsa suçlu odur. Ne demişler olay yerine ilk kim baş sağlığı için geliyorsa suçlu odur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR