FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasıyla birlikte Türkiye’ye karşı dört koldan büyük bir saldırı planı devreye sokuldu. Türkiye’nin bölgede güçlenmesini ve yeni bir aktör olmasını istemeyenlerin kim olduğunu bilmeyen yok..

Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana hiç böyle bir tehdit ve saldırıyla karşı karşıya kalmadı. Böylesine kahpecesini hiç görmedik. Tüm terör örgütleri bir kumanda merkezinden yönetildiği aşikar.

Yakın geçmişe bakacak olursak, herkesin kafasını karıştıran ve tanılandırma konusunda zorluk çektiği saldırılarla karşı karşıya kaldık.

Bu zamana kadar gördüğümüz terör eylemlerinde uygulanan yöntemler ortada. Kimi ülkeler bunlarla mücadele ederken, kimileri de teslim oluyordu. Geriye dönüp baktığımızda PKK’sı,DAEŞ’ı, FETÖ’sü dört koldan saldırırken, Türkiye karşı yapılan saldırıları tanımlamak o kadar kolay olmuyor.

Türkiye’ye karşı yürütülen kahpe saldırıların arkasına bakacak olursak, her renkten ve her harften örgütün olduğunu ortada. Dünyayı cehenneme çevirmeye çalışan ne kadar istihbarat teşkilatı varsa bu örgütlerin sırtını sıvazladığını ve son günlerde açıktan açıktan destek verdiğine şahit oluyoruz.

Öyle ki hiçbir zaman yan yana gelmesi dahi mümkün olmayan terör örgütlerinin ittifak yapıyor. Tek bir merkezden Türkiye’ye karşı saldırı hazırlığı bile planlanıyor.

Bu Milletin karşısına çıkmaya cesareti dahi olmayan ülkeler, Türkiye’yi terör örgütleri arkasına sığınarak vuruyor. Daha önceleri teröristlere büyük bir gizlilik içerisinde yapılan silah yardımları 15 Temmuz’dan sonra gözümüzün içine baka baka yapılıyor.

Son günlerde gelen itiraflar DAEŞ’in kimin tarafından desteklendiği, kim tarafından palazlandırıldığını gösteriyor.

Bu zamana kadar DAEŞ’le mücadele edilmediği aksine yardım edildiği yönünde açıklamalar yapan ülkeler oluşturulan koalisyon gücüne destek dahi vermiyor. Resmen yapmış oldukları algı operasyonlarıyla dünyayla dalga geçiyorlar.

PKK’sı,DAEŞ’ı, FETÖ’süyle amansız mücadele içine girilen şu dönemde ikinci gezi senaryoları görmezden gelinemez. Üzerinde durulması gereken en mühim konuların başında bu yer alıyor. FETÖ ile PKK çevreleri, DHKP-C ile diğer marjinal çevreler tek bir cephede birleşebilir. Türkiye’yi büyük bir çıkmaza sokmak için uğraşanlar bu yolu da deneyebilir.

Gezi isyanıyla başlayan, 17-25 Aralık müdahalesiyle devam eden ve son olarak 15 Temmuz hain darbe girişimiyle hedefine ulaşamayan ne kadar senaryo varsa hepsi birden tek bir senaryo olarak karşımıza çıkabilir.

Anlayacağınız en kötü senaryoya odaklanmak durumundayız. Tüm istihbarat birimlerimiz harekete geçirilmeli ve böylesi bir durum karşısında atılacak adımlar için çalışma yapılmalıdır.

Türkiye’nin yükselişini engellemek ve diz çöktürmek için tüm güçleriyle saldırmaya devam edecekler. Türkiye’nin karşısına çıkarılabilecek en kötü senaryoya karşı hazırlıklı olmak durumundayız. Davamız kutlu, yolumuz çetin, düşmanımız ise kahpe olduğunu unutmayalım.