Bu fotoğraf gerçek mi?
Emniyet güçlerimiz özellikle son dönemde terör örgütlerine olduğu gibi uyuşturucu tacirleri ile sahte hap satıcılarına karşı gerçekleştirdiği etkin mücadele ile de takdir topluyor.
Zehir tacirlerine, dolandırıcılara göz açtırılmıyor.
Ankara’da Emniyet Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele ekipleri yeni bir operasyon gerçekleştirdi.
“Yasadışı yollardan yurtdışından getirilen ve çoğu sahte, cinsel gücü artırıcı ve zayıflatıcı hapları satan çağrı merkezine operasyon yapıldı.”
Bu başarılı operasyonda 52’si kadın olmak üzere 61 kişi gözaltına alındı.
Ne yapıyormuş bu zanlılar?
Özetle anlatmak gerekirse;
Kızılay’da bir apartman dairesi tutmuşlar.
Masalarla döşedikleri daireyi, patates telefon hatları ile donatmışlar.
Anlayacağınız sözde bir “çağrı merkezi” oluşturmuşlar.
Ardından “iş” ilanları vermişler; hani şu “part time iş, şu kadar maaş+artı prim” türü ilanlar var ya, işte onlardan.
Başvuranlara “pazarlama firması olduklarını, telefonla yasal cinsel güç artırıcı haplar satacaklarını” söylemişler.
İlandaki işin bu olduğunu öğrenince reddedenler olmuşsa da, 50’nin üzerinde kadın “tamam” deyip, iş başı yapmış.
Ve başlamışlar, rastgele aradıkları kişilere cinsel güç artırıcı haplar pazarlamaya…
Tabi bu pazarlama esnasında, telefonla ulaştıkları kişileri önce cinsel içerikli konuşmalar yaparak tahrik etmişler…
***
Emniyet, bu “ürünlerin” ülkeye yasadışı yollardan sokulduğunu ve sahte olduğunu saptayınca operasyon için düğmeye basmıştır.
Neticede başta belirttiğim operasyon gerçekleşiyor ve…
Kızılay’daki bu adresten telefonla ulaştıkları kişilere, ülkeye yasadışı yollardan sokulan çoğu sahte, cinsel gücü artırıcı hap, sprey ve sözde zayıflatma ilaçları satarak, piyasaya sürmek suçundan 9’u yönetici erkek, 52’si kadın olmak üzere 61 kişi gözaltına alınıyor.
Sözde “çağrı merkezi”nde yapılan aramalarda 200 bin hap, sprey ve benzeri ilaç ele geçiriliyor.
Burada çalışan kadınların maaş artı satışlardan prim aldığı, kadınların günlük yaptıkları satışlarında elyazısıyla not aldıkları çizelge de bulunuyor.
Sözde “çağrı merkezi” üzerinden yapılan satışlarda günde 50 bin liralık ciro yapıldığı da ortaya çıkıyor.
***
Buraya kadar her şey tamam…
Gelelim asıl meseleye…
Bu haberi dün Hürriyet gazetesi internet sitesinden manşetten yayınladı. Muhtemelen bugün de yazılı baskısında ilk sayfasından aktaracak.
İşte benim asıl dikkat çekmek istediğim nokta da bu haberde kullanılan fotoğraf.
Hürriyet ’in “Kadınların, telefonla ulaştıkları kişileri önce cinsel içerikli konuşma lar yaparak tahrik ettikleri, ardından da satış yaptıkları belirlendi” ifadeleriyle aktardığı haberde kullandığı fotoğraf gerçekten olaya ait bir fotoğraf mıdır?
Bunu sorguluyor olmamın nedeni, fotoğrafta başörtülü bir kadının da bulunuyor olmasıdır.
Bu fotoğraf gerçekten olaya ait ve telefonla ulaştıkları kişilere önce cinsel içerikli konuşmalar yapıp tahrik eden, ardından da satış yapan kadınlar arasında başörtülü kadınlar da var ise vay halimize.
Başlarındaki örtü ile böyle bir halt yiyerek, diğer tüm başörtülüle, dindar çevrelere de zarar vermiş ve Hürriyet gibi medya organlarına malzeme çıkarmış olacaklarından ayrıca yazıklar olsun diyorum bunlara.
Ama yok, bu fotoğraf olaya ilişkin değilse…
Dindarlara, başörtülülere şaşkın bakışı malum olan Hürriyet’in yeni bir “algı operasyonu” ile karşı karşıyayız demektir.
Dün biraz araştırdım fakat bu haberi, sözkonusu fotoğraf karesini başka bir yerde göremedim.
Anadolu Ajansı geçmemiş bu haberi.
Hürriyet’in özel haberi olsa gerek.
Dolayısıyla fotoğrafı teyit edebilmiş değilim.
Bu olaya ilişkin bir fotoğraf mı yoksa başka herhangi bir olaydan kalma bir arşiv fotoğrafı mı?
Sorumun cevabını şimdilik bulabilmiş değilim.
Bu noktada, Valilik ve emniyetimizin ilgili birimlerinden istirhamım, bu fotoğrafın olaya ait olup olmadığını açıklığa kavuşturmasıdır.
Haberi yapan Hürriyet olunca, ister istemez kuşkulanıyor insan…
Yine bir hınzırlık mı yapıyorlar diye?
Ve umarım öyledir.
Tek Hürriyet algı operasyonu yapıyor olsun!
Hürriyet’in misyonu, yayın çizgisi vs. malum.
Bize çok da koymaz; ifşa eder, bunların haberlerine şerhli bakmaya devam eder, geçeriz.
Fakat, ya doğru ise?
İşte bu feci.
Bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.